| |
|
|
Düğünler haftasında bir başka düğün!..
Düğünler haftasıydı herhalde geçen hafta.. Daha doğrusu hafta sonu.. Gazeteler günlerce bu düğünleri sayfalar dolusu yazdılar. TV'lerin tüm magazin programları bu düğünlerden görüntülerle doldu.. Çırağan, Beylerbeyi Sarayları, Hilton Salonları, bahçeleri doldu taştı.. Tüm bu şaşaaların, görkemlerin arasında göze çarpmayan, medyaya geçmeyen bir düğün vardı.. Onu yazacağım.. Neden onu yazacağım.. Benim düğünüm de ondan.. Bizim aile, ilk üçüncü kuşak düğününü yaptı, Serpil.. Oğlu Ömer'i evlendirdi.. Yeğen Ömer baktı ki, Öcal ağabeyimin oğulları Özdemir ve Özhan'ın niyetleri yok, Kemal'in Öndü ve Zeynep'inin yolunu açmak için kendisini ortaya attı.. Serpil'in Tuzla, benim Etiler'deki ev, geçen haftayı nasıl dolu, nasıl heyecanlı, nasıl keyifli geçirdi anlatamam.. Hayatımda bu kadar mutluluğu az yaşamışımdır.. Hele son gün... Düğün Divan'da olunca, Tuzla da bize taşındı. Benim ev oldu, kulis, soyunma odası.. Saat 19.00 sularında Kuruçeşme Divan'a girişler başladı.. Fethi Kolejli.. Bütün sınıfı çağırmışlar tabii.. Ortalık birden Kolej'in 40'ıncı mezuniyet yılına falan döndü.. Düğünlerde iki öldürücü iş vardır.. Birisi karşılama.. Dünürler kapıya dizilir bin el sıkarlar.. Öteki nikah sonrası.. Zavallı gelin ile damat tanıdık tanımadık yüzlerce kişiyi öperler.. Ayni şakaya yüzlerce kez güler gibi yapmak zorunda kalırlar, falan filan.. Bu eziyetten kaçmak için taa Amerikalara gitmiş, Grand Canyon'da sadece Holly, annesi ve nikah şahidi olsun diye 10'ar dolara kiraladığım iki otel temizlikçisinin katıldığı altı kişilik bir törende evlenmiştim.. Sabah güneş tam Grand Canyon'un karşı yamacından üzerimize doğarken.. Bu defa bizimki olduğundan mıdır nedir, bana her şey çok güzel, çok samimi göründü.. Ben hayatımda bu kadar eğlendiğim, bu kadar keyiflendiğim bir düğün daha hatırlamıyorum.. Ömer aslanlar gibi.. Amerikan futbolunda giyim kuşamsız savunma oynar maaşallah.. Gelin Başak, ne de güzel gelinliği ile.. O da melekler gibi.. Aslan ile Melek evleniyor bu gece.. Kolay mı?.. Zeyno, gecenin en güzel kızı, tartışmasız.. Kemal nasıl kasılıyor, gecenin en güzel kızının babasıyım diye.. Anne Nükhet de nasıl gururla izliyor, masa masa dolaşarak nikah şekeri dağıtan peri kızını.. Serpil'i göreceksiniz.. Ailenin saraylısı, saraydan çıkmış tam.. Gönül Paksoy'la öyle bir kıyafet yapmışlar ki, enfes.. (Bu arada, dedikodu yazarlığım nasıl gidiyor?.. Bakarsınız Şengül, Pizzazz dışında da yazı ister benden..) Gece benim için düğünün ötesinde bir duygu sağanağı.. Ailenin önemli bir bölümü yıllardan beri ilk defa bir arada.. Piste bakıyorum, dörtte üçü yeğen kuzen.. Paşa dayımın kızları.. Kızlarının kızları.. Damatlar.. Kışlalılar.. Bilgiçler.. Öte yanda Fethi tarafı.. Subaşılar.. Nişanda adlarını yazmayı unuttum diye Hasan'dan bir sopa yemediğim kaldı.. Üstelik bu defa oğlu Ahmet, Ömer'in nikah şahidi.. Best men.. Sağdıç.. Bir de dünür tarafı var tabii.. Koktekinler.. Onlarla yeni yeni tanışıyoruz artık.. Bir güzel de onlarda var.. Gelinin şahidi İdil Erim.. Gençler artık genç şahitlerle evleniyorlar.. İyi de ediyorlar.. Böylece ailenin 40 büyüğü arasından birini seçip 39'unu kırmak gibi bir sorun da olmuyor. Aileyi böyle mutlu günde bir arada görmek ne demek?.. Şu demek.. Düğünde ağlanır mı?.. Ağlanır!.. Öcal Ağabeyim tam Baba.. O gece Marlon da ölmemiş mi?.. Ölmeden ağabeyime el vermiş sanki.. Yeni Baba o.. Ailenin en büyüğü olarak havalı.. Nasıl ağır.. Öf aman da, öf aman tepeden tırnağa Kiğılı kreasyonları içinde.. Beyaz ceket, siyah pantolon.. Dedik ya.. Adam Godfather 4!.. Kostümleri olur da kendisi olmaz olur mu?.. Kiğılı da masamızda tabii.. Mudo Paris'ten telefonla katılıyor ancak.. Özay yenge de Mudo kreasyonları ile orda bu gece.. Bizim maç çetesi aynen orda.. Muzo, Özcan ile Begüm, Ünal, Orhan, Murat, Kocatepe Ali ve Mimar Erhan, güzel eşi Oylum ve de Can'la Yasoş.. İlle de Ertekin.. (Türk filmleri jeneriği gibi oldu yahu..) Güven kimbilir kaç şişenin dibini bulmuş.. Hala, "Ben duracağım yeri bilirim" diyor.. Allahtan.. Maazallah bir de bilmese.. Ama içimizde en centilmen o.. Tüm hanımları teker teker dansa kaldırıyor.. Ben, beyaz smokinlerimle sadece iki güzelle dans ediyorum.. Zeyno ve İdil.. Onlar gelip beni dansa kaldırıyorlar üstelik.. Havam batsın.. Gecenin kralı bence Murat.. Romantik ve klasik danslar bitip sıra düğün havalarına gelince öyle bir attı ki kendini ortaya, beni de azdırdı.. Ceketleri fora edip, Adnan Şenses gibi pantolon kemerine astık mı?.. Pisti de dağıttık mı?. Muzo'nun balerin eşi Ayşegül öyle bir oriental havalı ki, Asena falan hikaye.. Gecenin doruğu Murat ile Ali'nin karşılıklı zeybekleri oldu.. Dizleri gümbür gümbür yere vurarak bir efelendiler bu kadar olur.. Biz daha eğleniyorduk ki, Ömer, Başak'ı havaalanına, ordan Bodrum Fuga'ya kaçırmış meğer.. Kuruçeşme Divan'ın kokteyl ve yemek organizasyonu ve açık büfeleri harikaydı.. F&F Özel Günler Organizasyonu Ferruh Emirlioğlu ile Serpil'in el ele vererek hazırladıkları "A'dan Z'ye Düğün" ayrı bir yazı konusu olacak kadar ilginç.. Onu da ayrı yazacağım..
|