|
|
|
|
|
|
Reforma veto
Sezer, merkezin kimi yetkilerini yerel yönetimlere devredip bürokrasiyi azaltan yasayı geri yolladı
Cumhurbaşkanı İl Özel İdare Yasası'nı, "valilerin yetkilerini azaltıp üniter yapıyı bozduğu ve laiklik ilkesiyle çeliştiği" gerekçesiyle veto etti. İlgili maddelerin yeniden görüşülmesini istedi.
Yeni Veto Sinyali Sezer veto gerekçesinde, henüz görüşülen Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yapılandırılması tasarısını da aynı gerekçelerle veto edeceği sinyali verdi.
*** Sezer yerel reformu veto ettı
Cumhurbaşkanı, "Devletin birliği bozulabilir" gerekçesiyle İl Özel İdaresi Kanunu'nu tekrar görüşülmek üzere Meclis'e gönderdi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, hükümetin büyük önem verdiği İl Özel İdaresi Kanunu'nu bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye iade etti. Sezer, veto gerekçesi olarak kanunun; "Devletin birliğini bozabileceğini", gösterdi. Sezer, kanunun 14 maddesinin il özel yönetimlerinin yapılanması ve işleyişine yönelik köklü değişiklikler getirdiği, bu düzenlemelerin hukukun genel ilkelerine, anayasal kurallara uygun düşüp düşmediğinin değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Sezer, veto gerekçesinde pek çok maddesi Meclis'ten geçen Kamu Reform Yasası'nı da veto edebileceği sinyalini verdi.
'ÜNİTER DEVLET VAR' Anayasa'nın başlangıç bölümünde yer alan Türk Devleti'nin bölünmez bütünlüğüne vurgu yapan Sezer, "Anayasa'daki 'tekil devlet' (üniter yapı) modeli merkeziyetçi yapıyı ancak onun denetim ve gözetiminde merkez dışı örgütlenmeyi olanaklı kılmaktadır. Anayasa'da, hem yasama, yürütme ve yargı erki merkeze bağlanarak siyasal hem de yönetim düzeneğinde merkez esas alınarak yönetsel yönden merkeziyetçilik benimsenmiştir" dedi. Sezer, merkezi yönetimin Anayasa'nın 126, yerel yönetimlerin ise 127. maddede düzenlendiğini hatırlatarak, şunları söyledi: "Merkez yönetim ve yerel yönetimler, devlet iktidarının örgütlenmesinde hizmeti ve coğrafyayı esas alarak iki temel parçayı oluşturmaktadır. Bu iki parçalı yapının yönetsel örgütlenmede farklı sonuçlara yol açmaması için, Anayasa'da 'idarenin bütünlüğü' ilkesine yer verilmiş ve yerinden yönetim, devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmezliği ve yönetimin tümlüğü ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. 'İdarenin bütünlüğü' ilkesi, tekil devlet modelinde yönetim alanında öngörülen temel ilkedir." Sezer, yerinden yönetimin en önemli sakıncasının, devletin birliğini ve kamu hizmetlerinin tutarlılığını bozabilmesi olacağına dikkat çekerek, "Bu sakıncayı önlemek için devlete ve onu temsil eden merkezi yönetime, yerinden yönetim kuruluşlarının eylem ve işlemlerini denetlemek ve gerektiğinde bozabilmek yetkisi tanınmıştır. Bu yetki, 'idari vesayet' kavramı ile Anayasa'da yerini almıştır" dedi.
'VALİ ETKİSİZ KALIYOR' İdari vesayet yetkisinin, il özel yönetimlerinin tüm eylem, işlem ve etkinliklerinin merkezi yönetimin denetiminde olmasını, bu bağlamda, yasada belirtilen il genel meclisi kararlarının valinin onayına bağlı tutulmasını gerektirdiğini belirten Sezer, düzenlemenin bu ilkeye uymadığını kaydetti. Sezer, "Valiler, devletin ve hükümetin ildeki temsilcisi olmasına karşın gücünü ve etkisini yitirmektedir" açıklamasını yaptı.
VETO SİNYALİ VERDİ Sezer, pek çok maddesi TBMM Genel Kurulu'nca kabul edilen Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Tasarısı'na da atıfta bulundu. Sezer, "Merkezi yönetimin il örgütlerinin çoğunun kaldırılması, kimilerinin de yerel yönetimlere devredilmesi öngörülerek valinin yetkilerine azaltılmaktadır. Bu düzenlemeler, Anayasa'da öngörülmeyen sisteme geçilmesine neden olabilecek niteliktedir" dedi.
'EĞİTİM BIRAKILAMAZ' Sezer, eğitim hizmetlerinin il özel yönetimlerine bırakılmasının, Anayasa'nın Atatürk ilke ve devrimlerini temel alan ruhuyla bağdaşmadığını da belirterek, "Bu uygulama toplumsal yarar yönünden uygun düşmemektedir. Uygulamada illere göre yaşanacak sapmalar, laik eğitim ve ulusal birlik yönünden aykırılıklara neden olacaktır" görüşünü savundu.
ANKARA
|
|
|
|
|
|
|
|
|