|
|
Kıyafet üzerine
Biz, Müslümanlığın ille de başını örtmeyle ispatlanmaması gerektiğine inanan kadınlar, Başbakan ve bazı bakan eşlerinin, yurt dışındaki resmi toplantılarda yansıttıkları görüntülerden rahatsızlık duyuyoruz. Neden derseniz, resmi katılımlarda hepimizi temsil etmesi gereken bu bayanların ülkemizin gerçek imajını yansıtmadıklarını düşünüyoruz. Bu olaya kadınların kişisel özgürlüğü açısından bakmayı tercih edenlere, özellikle erkeklere sormak isteriz; onlar acaba uluslararası zirvelerde, Batılı erkek giysileri ile ülkemizi temsil eden bir başbakanın yerine dini inançları harmani giymeyi, göbeğine kadar sakal bırakmayı tercih ettiren bir başbakanla temsil edilmeyi isterler miydi? Batılı ülke liderleriyle yaptığı resmi görüşmelerde, yakışıklılığı ve vücut dilini kullanılışı ile çoğu kişinin övündüğü bugünkü başbakanın, öyle kıyafetlerle buralarda boy gösterseydi görüştüğü kişilerde aynı etkiyi bırakacağı söylenebilir miydi? İnançları ne olursa olsun insanlar ve toplumlar arasında genel çizgilerden duyumsanan bir kıyafet duyumdaşlığının geçerli olduğu gerçeğinden yola çıkıyoruz. Eğer devlet katında temsili göreve sahip olanlar, istediği biçimde giyinebilir, bunun adı demokrasi ve özgürlüktür diye kabul edilip aksinin savunulamayacağı söyleniyorsa o zaman aramızda çarşaflı veya harmanili olarak dolaşanlara hiçbir argümanla da karşı çıkmamamız gerekiyor. Zaten, laikliği böyle anlayan bazı devlet görevlileri de çarşaflıların devlet katında dolaşmalarından hiçbir sakınca görmediğini söylüyorlar. Böyle düşünen bir insanın geçmişte kendi eşini, resmi katılımlarda kılık kıyafet konusunda zorlanmamasından yana olduğuna şaşırmamak gerekir. Eğer insanlar, inançları ile toplumsal yaşamın bazı temsili görevlerini ayıramıyorlarsa ve bu doğruysa devlet katında bizi çarşaflarla temsil edenler çıktığı zaman da onlara bir şey demememiz gerekir. Kavramsal olarak yüzünü Batıya dönmüş olan ülkemizde, ülkeyi temsil görevini resmi olarak üstlenenlerin ortalama bir "Batılı kıyafeti" taşımasını, yerine göre özel yaşamında da istediği gibi giyinmesini kabul etmek hepimiz için gerekli bir tercih olarak görülmektedir. Bu da ancak "laik ve demokratik" bir düzende mümkün olabilir. SEVGİ ÖZKAN (Sosyolog) - İSTANBUL
|