|
|
|
|
45 yaşında ama 70 yaşındaki bir adamın birikimine sahip
Önce şımardı, sonra herkesin gözü önünde bir evlilik yaptı. Sesi kötüydü ama bir albüm çıkardı. Ardından yine 'herkesin gözü önünde' sert bir düşüş yaşadı... 45 yaşında 'Neredesin Firuze' ile geri döndü. Bodrum'da değil Çınarcık'ta halk için bir 'beach' açtı. Şimdi ise atv ile talk show hazırlamak için görüşüyor. Ama bu kez işi zor, zira bizi baştan kazanmak zorunda....
Editörün gözüyle... Siz bu satırları okurken ben çok uzakta olacağım. Antalya'da Dünya Ralli Şampiyonası Türkiye Ayağı'nı izleyip sonra da Kaş'ta Toprak Sergen ile keyif yapıyor olacağım. Bu arada bir adet YRV Turbo da bize eşlik ediyor olacak. Cem Özer söyleşime ise, Daihatsu'nun Sirion marka bir otomobili eşlik etti. Deri koltuklu, elektrikli sun rooflu, otomatik ve dilediğinizde direksiyondan da vites değiştirebildiğiniz bu otomobil, 1.3 litre motorundan bir Japon mucizesi biçiminde 102 beygir güç üretiyor. Bu yüzden Sirion beni bolca sollamanın yapıldığı E-5 üzerinde yalnız bırakmadı ve (sponsorum diye söylemiyorum) bende saygı uyandırdı. Bu motor ve bu performans beni gerçekten şaşırttı...
Şu anda hepiniz ofisinizde çalışıp saatin geçmesini beklerken, ben de saat geçmesin diye dua ediyorum. Sıkı bir yağmurun ertesinde Yalova Çınarcık'ta bomboş bir plajda Teoman'ın yeni albümü "En Güzel Hikayem"i dinliyorum. Dalgalar kıyıya vuruyor sakince. Teoman şöyle diyor: "Bu aşk bizi nereye kadar savurursa, o kadar acıtacak canımızı. Ama olsun, daldır elini göğsüme, al kalbimi bul damarımı, bas ilacı dindir acımı"... Ve ben Cem Özer'i bekliyorum. Hani şu sivri dilli olan. Bir zamanlar Cem Yılmaz'dan bile popüler olup bizi ekranlara bağlayıp bugün hangi laf lafı açacak diye bekleten adamı. Onu en son gördüğümde, ünlü yapımcı Şahin Özer'e tek kasetlik bir anlaşma için gelmişti. Kariyerinin belki de en parlak günlerini yaşıyordu. Henüz o en az kendisi kadar aşık olduğumuz Rıfat ile yollarını ayırmamıştı. Ve "Kavuklu-Pişekar" muhabbetinin en güzel örneklerini veriyordu. Henüz ben hayatımın en mesut günlerini yaşıyordum. Annemlerin (Neden babamlar değildir de orasının adı annemlerdir?) Mersin'deki lambrili, beta videolu mesut evlerinde yaşıyordum. Tek görevim okula gitmekti. Ama o bile yük geliyordu. Annem ile babam sürekli ne kadar şanslı olduğumu söyleyip duruyordu. Ama Cem Özer şanslıydı. Ülkenin ilk özel kanalında, ülkenin ilk özgür talk show'unu yapıyordu. Zaten arkası çabuk geldi ve Cem Özer çok ünlü ve tabii çok zengin oldu. Sesi kötüydü ama albümü güzeldi. Hele Kayahan taklidi yaparak "Beni Seviyorum" dediği bölüm, o zamanlar için çok başarılı bir işti. En azından bizim nesil için yeni bir dönemdi: "Aklına geleni, olduğu gibi söyle" dönemini temsil ediyordu.
Bir Yalıda Hayatla Oynuyordu Ama sonra dedim ya çok zengin oldu. Bizim gibi insanların birden bire popüler veya zengin olması çok da hayırlı bir olay değildir. Cem Özer önce şımardı, sonra çekici bir modacı kadınla evlendi. Ve otomobili ile giyim tarzını, hatta gözlüklerini bile değiştirdi. Sonrası o ve hepimiz için kabus gibiydi. En son bir yalıda oturuyordu ve hayatla oynuyordu. Ancak hayat defalarca oynadığı rolü bu kez göz önünde birine yapıverdi. Ve hepimiz bu starın düşüşünü biraz da "Allahım neler var dünyada, Yarabbi şükür" havasında izledik. Ama bu Cem Özer'di ve aslında sattığı şey kendi yeteneklerinden ve kendisinden başka bir şey değildi. Artık 45 yaşına gelen Özer, "Neredesin Firuze" filmi ile yeni bir şans yakaladı. Yaşama yeniden ve sil baştan başlayan Özer, kendi deyimiyle "Çeşme'de olmak yerine Çınarcık'ta halkın arasında 'beach' sahibi olmayı" tercih etmiş. Annesinin yaşadığı Çınarcık'ta bir plaj işleten Özer, insanların buralara da girmesini istiyor. Ve bu anlamda ilk adımı da kendisi atmış. Saat 15.00'de buluşmak üzere sözleşiyoruz. Dakik yapım devreye giriyor ve saat 13.00'de kendimi Yalova'ya giden feribotun içinde buluyorum. Günün bu saatinde herkes ofisimde çalışırken, benim işim beni buraya atıyor. Şu anda romantik hayallere dalabilirim. Çünkü feribotta gazete okumayı sevmem. Yağmurlu bir sabah sonrası bu puslu havada gemide olmaktan daha güzel ne olabilir ki? Biliyorum ama söylemiycem!
Yine Talk Show Peşinde Ve sonra kendimi Cem Özer'in Çınarcık'taki plajı Cemo's'ta buldum. Uzamış bıyıkları ile yorgun ama yeniden başlamanın verdiği enerjiyi içinde hisseden bir adam o. Üstelik biraz törpülenmiş ama değişmemiş. Büyük büyük laflar ediyor. Ve eğer atv ile anlaşabilirse bir talk show peşinde. Ama bu kez işi çok zor. Çünkü bizi baştan kazanmak zorunda. Ama o doğru yolda. 'Berlin in Berlin'deki oyunculuk gösterisine 'Neredesin Firuze'yi de eklemiş durumda. Belli ki artık oyuncu tarafını daha da önlere çekecek. Umarım Nurgül Yeşilçay ile yaşadığı ilişki ona sorun yaşatmaz...
RAHŞAN GÜLŞAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|