İyi futbol lütfen
Siyah- beyaz televizyonu- muzdan Hrubesch'in iki güzel golünü hatırlıyorum.. Almanya, Belçika'yı yenerek 1980'de şampiyon olmuştu. Aradan 4 yıl geçti. Televizyonumuz renklenmişti.. Finalin adı Fransa-İspanya olmuş, Platini'nin frikiğini elinden kaçıran Arconada kupayı Fransa'ya hediye etmişti.. Aslında bütün rakiplerine gol yağdıran, Platini'nin muhteşem oyunuyla alkışlanan Fransa kupayı sonuna kadar hak etmişti.. O kupanın unutulmaz olayları arasında Fransa'dan 5 gol yiyen Simoviç'in N.Forest'le anlaşmışken Galatasaray'a gelişi vardı.. Bu arada Derwall'in Almanyası'nı kupanın dışına iten İspanyol Maceda'nın Türk futbolu için ne kadar önemli bir gol attığını yıllar sonra anlayacaktık.. Euro 88 Portakallar'ın turnuvasıydı. Van Basten'in yedek kalışı, beceriksiz forvet Kieft'in yerine oynamaya başladıktan sonra Gullit'le birlikte attığı goller unutulmazdı.. Belki de en unutulmazı final maçında Dassaev'e attığı o müthiş goldü.. Euro 92'de Spor&Spor Dergisi'ni çıkarıyorduk.. Kupa için bir poster- fikstür hazırlamıştık.. Fakat Yugoslavya savaş nedeniyle çekilip yerine tatilden toparlanarak gelen Danimarka katılınca bizim poster-fikstür taca çıkıvermişti.. Posterde 16 takım vardı ama şampiyon yoktu..
*** Euro 96 Türkiye için önemliydi.. Armstrong'un ünlü, "Benim için küçük, ama dünya için büyük bir adım" sözü aklıma geliyor.. Dünya futbolu için çok önemli bir gelişme değildi Türkiye'nin Euro 96'ya katılması.. Ama Türkiye için, Fatih Terim için dönüm noktasıydı.. Alpay'a, "Düşür şu Vlaoviç'i" diye bağıran Nottingham'daki binlerce Türk'ün hayalkırıklığı.. Gol atamadan ve puan lamadan dönüşümüz.. Finalin altın golle Almanya'nın oluşu.. Beşiktaşlı Kuntz'un parlayışı.. Euro 96'nın unutulmaz anlarıydı benim için.. Ve Euro 2000.. Mustafa Denizli'yle yükselişimiz.. Selahattin Duman'ın "Bu Hakan nerede?" dediği anda Kral'ın adeta havada asılı kalarak De Wilde'yi avlayışı.. Brüksel'in Türk kenti haline gelişi.. Portekiz'le oynadığımız çeyrek finalde Arif'in kaçırdığı penaltı, Alpay'ın gördüğü kırmızı kart.. Ve içinden otoban geçen Amsterdam'daki Arena Stadı'nın inanılmaz atmosferi.. Finalde İtalyan savunmasını yıkan Trezeguet'nin altın golü..
*** Hepsi ama hepsi bir film şeridi gibi geçip gidiyor Euro 2004'ü düşünürken.. Bu akşam başlıyor Avrupa Futbol Şampiyonası.. Dünya Kupası'ndan çok daha zorlu bir mücadele.. Çünkü hepsi Avrupalı, hepsi sistem sahibi, hepsi ünlü yıldızlardan kurulu 16 takım.. Biz yokuz.. Bizim Stadyum programında "Dünya üçüncülüğünün sarhoşluğu bizi finallerden edecek" derken Hidayet'in gösterdi- ği tepki.. Başarıyı hazmedemediğimiz için kaçırdığımız bir turnuva.. Bütün futbolseverlerin büyük bir heyecanla izleyeciği turnuvayı Ömer Ürüdündül ve Levent Tüzümen'le birlikte sizlere aktarmaya çalışaacğız.. Hıncal Ağabey'in yorumları, Mert'le Galip'in yıldız hikayeleri sizleri turnuvanın içine çekecek.. Güzel bir kupa olsun.. Hak eden kazansın..
*** Futbol aşığı Uruguaylı ünlü yazar Eduardo Galeano'nun sözleriyle tamamlayalım yazımızı: Ben basit bir futbol dilencisiyim.. Elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziyor ve yalvarıyorum: Tanrı rızası için güzel bir maç lütfen..
|