3 F'li iktidar
Euro-2004'te ikinci günümüz.. Lizbon'dan Porto'ya gidiyoruz. İki kentin ortasında Fatima adlı küçük bir kasaba var. Fatima eski Portekiz krallarından birinin aşık olduğu bir arap kızının adıymış.. Kral köylü kızı Fatima'ya aşık olmuş, evlenmiş.. Ama bir ay sonra Fatima hastalanıp ölmüş.. Küçük kasabanın adı Fatima kalmış.. 1917 yılında kasabadan 3 çobanın Meryem Ana'yı gördüğü iddiası zamanla bir efsane haline gelmiş.. Anlatılanlara göre Meryem Ana 3 çobana 3 sır vermiş. Bunlardan biri "Beyaz giysili bir din adamının bir suikasta uğrayacağı ama kurtulacağı" imiş.. Mehmet Ali Ağca'nın Papa II. Jean Paul'e suikast girişiminin ardından Papa dua etmek için Fatima kentine gelmiş.. O günden beri Fatima Vatikan'dan sonra Katolikler'in kutsal kenti olmuş..
*** Avrupa Şampiyonası nedeniyle Portekiz'e gelen binlerce turist denize girme konusunda pek keyifli değiller. Havanın 35-36 derece sıcaklığa ulaşmasına karşın Okyanus'daki akıntılar nedeniyle sıcaklığı 16- 17 dereceyi geçmeyen denize girmek yürek istiyor.. Ülkenin en büyük gelir kaynağı balıkçılık.. Eski dönemlerde kadınlar, denize açılan kocalarının ardından ağıt yakarlarmış.. Bu ağıt yakma gitgide bir müzik tarzına dönüşmüş.. Adına da Fado denmiş.. Ülkede Fado geceleri düzenleniyor; halk Fado'yla sokaklarda eğleniyor..
Öğleden sonra Letonya'nın Çek Cumhuriyeti ile karşılaşacağı Averio'daydık. Beira Mar takımının şehri olan Averio küçücük bir balıkçı kasabası. Statlarını şehrin girişine, otoyolun kenarına inşa etmişler. Tıpkı bizim Olimpiyat Stadı gibi etrafı inşaat, kum yığınları ve boş arazi ile çevrili.. Ama yolla stad arasını çok güzel ağaçlandırmışlar. Ayrıca stadı da rengarenk boyamışlar. 35 bin kişilik stad Averio'ya gelenleri tam bir şirinlik abidesi gibi karşılıyor.. İnsan, "Keşke Olimpiyat Stadı'nı da böyle rengarenk boyasalar da o soğukluğu biraz gitse" diye düşünüyor..
Averio'daki maça gitsek, Porto'ya asıl kapışmaya, Hollanda-Almanya mücadelesine geç kalacağız.. O yüzden yemekten sonra Dragao Stadı'nın yolunu tuttuk. Tam stada girerken içeriden "Gool" sesi yükseldi. Maçın başlamasına daha çok vardı. İçerideki taraftarlar Letonya'nın golüne seviniyorlardı.. Gerçi favori Çek takımı kalite farkıyla maçı aldı ama futbolun Letonya'da bile nasıl geliştiğini bu karşılaşma ortaya koyuyordu.
1928'den 1968'e kadar Portekiz'i yöneten diktatör Salazar yabancı bir gazetecinin, 'Bu kadar baskıyla 40 yıl nasıl iktidarda kaldınız?' sorusuna '3 F'yle' yanıtını vermiş. Fatima, yani din.. Fado, yani müzik.. Futbol, bildiğimiz o güzel oyun.. Bugün size 3 F'nin 2'sini anlattım. Şimdi Hollanda-Almanya maçıyla üçüncüsünün keyfini çıkarmaya gidiyorum.. Yarın Portekiz futbolunun halk kahramanı Figo'nun öyküsüyle devam edeceğiz..
|