| |
Başbakan'ın doğruları, yanlışları..
Başbakan'ın dünkü konuşmasını, doğruları ve yanlışları diye iki ayrı bölümde değerlendirebiliriz.. Önce birincisi.. Sorumlu bir liderden beklenen davranışı sergilediği bölümle başlayalım.. Başbakan Erdoğan, YÖK yasasında ısrarlı olmayacaklarını belirtirken, hükümetin ilerideki davranışları için de önemli ipuçları verdi.. Öncelikle 'Siyaseti çatışma ve gerilim alanlarından kurtaracağımızı söyledik. Bu yolda kararlıyız' sözü, hem yasanın rafa kaldırılmasının temel dayanağıydı hem de krizden medet umanlara önemli bir mesaj.. Yani Erdoğan, bu sözleriyle takvimi önüne koyup 'Şu tarihte MGK var, bu tarihte Yüksek Askeri Şvar, gündemde şu yasa var' diyerek kriz senaryoları üretenlere 'Boşuna beklemeyin' yanıtı verdi.. Piyasaları rahatlattı.. Başbakan'ın 'Türkiye'nin kabul ettiği değerlerle asla çatışmayacağız' sözü de çok anlamlı.. Çünkü temel değerlerden biri de lâiklik.. Şimdi AKP'nin lâiklik anlayışı ile Cumhurbaşkanı ve onun gibi düşünenlerinki farklı diyebilirsiniz.. Çatışma da bundan çıkıyor yorumunu yapabilirsiniz.. Doğru.. Lâikliğe bakış farklı.. Ancak Erdoğan 'Bu ülkede rejim tartışması yoktur ve asla olmayacaktır. Rejimimizin Anayasa'da belirlenmiş esasları, hükümetimizin teminatı altındadır' sözleriyle de 'Türkiye'nin kabul ettiği değerler' cümlesiyle ne kastettiğine açıklık getirdi.. Kastettiği, Anayasa'nın çizdiği sınırlar.. Demek ki ortada lâiklik açısından tartışılacak, çatışacak bir durum yok.. Sevindirici.. Gelelim Başbakan'ın yanlışlarına.. Erdoğan fazla alıngan, fazla kırılgan.. Çoğunlukla, çoğulculuk meselesini yanlış anlıyor.. Çoğulculuğu savunanların siyasetin sınırlarını daraltma çabası içinde olduğunu düşünüyor.. Böyle düşünmesine, demokrasiye farklı açıdan bakması neden oluyor.. Çünkü Başbakan 'Çoğunluk bendeyse dilediğimi yapmalıyım' havasında.. 'Meclis çoğunluğumuzu sağlayan millettir. Bu meclisi tahkir, milleti tahkir etmektir' sözü, sisteme nasıl baktığının somut örneği.. Bir kere demokrasilerde meclis çoğunluğu millete dayanmaz.. Çünkü millet dediğiniz soyut bir kavramdır.. O ânı değil, kuşakları da içine alır.. Demokrasilerde meclis çoğunluğu halka da dayanmaz.. Peki kime dayanır? Seçmene.. Örnek.. Türkiye'nin nüfusu ne kadar? 69 milyon.. Seçmen sayısı kaç? 41 milyon.. Oy kullanan seçmen sayısı kaç? 31 milyon.. AKP'ye kaç milyon seçmen oy verdi? 10 milyon.. Demek ki AKP'nin meclisteki demokratik çoğunluğunu sağlayan millet değil.. Halk da değil.. Kim? 10 milyon seçmen.. Başbakan konuya böyle bakarsa Türkiye'de demokrasi kültürü daha da yerleşir.. Bir yasayı çıkarmasına rağmen hayata geçirememesini, rafa kaldırmak zorunda kalmasını, meclisi tahkir, dolayısıyla milleti tahkir olarak algılamaz.. Kendini de sıkıntıya sokmaz..
|