DEHAP'ın samimiyet testi
ESKİ DEP milletvekillerinin cezaevinden çıkmasıyla, DEHAP yeniden ön plana çıktı. Bunda eski DEP milletvekillerinin buluşma veya durum değerlendirme için DEHAP Genel Merkezi'ni kullanıyor olmalarının da payı büyük. Bir de son günlerde terör örgütü PKK/Kongra- Gel'in yeniden silaha sarılma kararı da eklenince, DEHAP 5 yıl önceki görüntüleri sergilemeye başladı. DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın basın toplantısındaki sözlerine bakıldığında bu gerçek dün bir kez daha ortaya çıktı. Bakırhan, dün PKK/KONGRA-GEL Genel Başkanı, eski DEP milletvekili Zübeyir Aydar'a basın aracılığıyla "ateşkes" çağrısında bulundu. Bakırhan'ın basın toplantısı metni ve daha sonra sorulara verdiği yanıtlara bakıldığında dikkatimiz bir noktada toplandı. İki gündür, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da gerçekleşen terör eylemi sonucu hayatını kaybedenlerden tek kelime söz etmedi. Oysa, basın toplantısından önce Tunceli'de iki asker daha yola döşenen mayının patlaması sonucu şehit olmuştu. Önceki gün ve dün şehit olanlar için ne "rahmet" dileğinde bulundu, ne de ailelerine başsağlığı... İlginç olan bir diğer nokta ise mektubu gönderdiği örgüt. Yani, Avrupa Birliği başta olmak üzere bütün dünyanın "terörist" listesine aldığı PKK/KONGRA-GEL... Çağrısı ise "ateşkes..." Şimdi şu sorunun yanıtını aramak gerekmiyor mu? "Neden silahı bırakın çağrısında bulunulmuyor da ateşkes isteniyor?" Hem de bölgeye dönük kültürel haklar ve demokratik adımların atıldığı bir dönemde. Bir zamanlar tabu olan, düşünmesi bile suç sayılan Kürtçe ve Zazaca yayının devlet radyo ve televizyonlarından başladığı sırada. Acaba, bu açılımlar ve adımlar DEHAP'ı rahatsız mı ediyor? Yoksa, başkaldırılar, çete- gerilla hareketleri, silahlı mücadeleyle "hak arama" dönemine el- PKK'nın otoritesi Lafı eveleyip gevelemenin, büküp buruşturmanın anlamı yok. DEHAP'ın kendisini hala PKK/KONGRAGEL'in manevi hegomanyası altında hissedip etmediği sorusuna yanıt vermesi gerekiyor. Ne kadar dil oyunlarına girerse girsin, DEHAP Genel Başkanı'nın dünkü açıklamasından yola çıkıldığında, manevi hegomanyanın devam ettiğini ortaya koyuyor. O zaman meşruiyet, siyasi özgüven lafları etmenin de anlamı kalmıyor. Daha da önemlisi, bunun etki-tepki sonucunu yaratacağını ilk önce görmesi gereken de DEHAP olmalı... Bugün herkesin olumlu bakıp alkışladığı, karşı olanların da görmezden gelmeyi tercih ettiği demokratik açılımların, bir anda tepkiye dönüşebileceği gerçeğini de bu nedenle bir tarafa bırakmamalı. CHP lideri Deniz Baykal'ın da dün kendisini ziyaret eden eski DEP milletvekillerine söylediği gibi, Türkiye'nin beş yıl içinde nereden nereye geldiği öncelikle DEHAP fark etmeli. Etnik ve kültürel ayrımcılığa dayalı siyasal partiler döneminin kapandığını son dönemde aldığı oylara bakarak görmeli. Baykal'ın dün kendilerine söylediği gibi bu dönemlerin kapanması sonucu Türkiye demokratik açılımlarını rahatlıkla yapabildi. Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet güçlerinin silahlı mücadeleden başarılı çıkmasının sonucunda bu adımlar atılabildi. Bu nedenle, bir haftadır Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yeniden hortlamaya başlayan teröre karşı duruşu göstermek de bunun başında geliyor. Terör örgütünün uzantısı görüntüsü vermekten kurtulmak gerekiyor. O nedenle bugün cezaevinden çıkan eski DEP milletvekillerinin Diyarbakır'da gerçekleştirecekleri toplantıda verecekleri mesaj önem kazanıyor. Önceki gün Başbakan Vekili Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, dün de CHP lideri Deniz Baykal'ın tavsiyeleri ve yaklaşımlarını unutmamaları gerekiyor. Kürtçe yayının başladığı, eski DEP milletvekillerinin cezaevinden çıkışının sağlandığı 9 Haziran nasıl bir milat ise, bugün Diyarbakır'da yapacakları açılımın da dönüm noktası olacağını unutmamaları gerekiyor.
|