Çatışmadan çözüm bulmak
Sekiz aydır Türkiye'nin gündeminde önemli bir yer tutan YÖK Yasası ile ilgili tartışmalar, AKP'nin etkin isimlerinin sözlerinden yola çıkıldığında bugünden itibaren bir süre dondurulacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da hükümetini kurduğu dönemde söylediği gibi AKP "geren taraf olmayacak..." Nitekim, AKP Grup Başkanvekili Faruk Çelik de kararın parti yönetiminde verileceğini belirtmekle birlikte, dünkü sohbetimizde aynı yaklaşımı gösterdi. Çelik, ortada bir YÖK sorunu olduğunu herkesin kabul etmesi gerektiğini vurguladı. Bakanlar Kurulu ve AKP Merkez Yürütme Kurulu'nda da, konunun akademisyenler tarafından da ele alınıp bir çözüm bulunması gerektiği görüşü hakim. Bundan sonra ne olacağına gelince.. Ağırlıklı görüş, öğrencilerin tercihlerinin değerlendirilip, puana yansıtılacağı 15 Temmuz tarihine kadar yasanın yetişmeyeceği noktasında. Bu durumda, gelecek yıl uygulamaya girebilecek bir yöntem bulunması için uğraş verilmesi hedefleniyor. Sadece meslek liseleri ve imam hatip liseleri için değil, genelde eğitim sisteminin bir düzene oturtulması gerektiği noktasına işaret ediliyor. Buna, dini eğitim de dahil. Çatı arası ve bodrum katlarda veya camilerin arka odalarında verilen din eğitiminin ne sonuçlar doğurduğu geçmiş deneyimlerden biliniyor. Bunların denetiminin olanaksızlığı görülüyor. Yaz tatili süresince, içinde Kuran-ı Kerim bulunan bezden yapılmış çantaları boyunlarına asmış olan çocukların, mahalle arasında türban ve takke ile dolaşırken nasıl bir din eğitimi aldığını kimse bilmiyor. Hangi hurafeler içinde beyinlerinin yıkandığını öğrenme fırsatı da olmuyor. Kuran kursları Bununla birlikte, birçok aile de çocuğuna din eğitimi verdirmek istediğinde, güvenerek gönderebileceği bir kurs bulamıyor. Arkadaşlarına özenen çocuğun da baskısı sonucu, çatı arası veya bodrum katta verilen din eğitimlerine boyun eğilmek zorunda kalınıyor. Çocuklar için başlangıçta bir oyun gibi başlayan Kuran kursu süreci, bir süre sonra farklı bir boyuta dönüşüyor. İBDA-C, Hizbullah gibi örgütler de kendisine çok rahat bir şekilde kaynak bulmuş oluyor. Kabul etmek gerekir ki, Cumhurbaşkanı'nın veto ettiği YÖK Yasası da bu soruna tam anlamıyla köklü bir çözüm getirmiyor. Bu nedenle, hangi görüşten olursa olsun birçok kişinin karşı çıktığı YÖK Yasası'nda değişiklikler gerçekleşirken, eğitim sistemi de bir bütün olarak masaya yatırılmalı. İmam hatip liseleri, bir yandan devletin imam ve hatip ihtiyacını karşılayan, diğer yandan da din eğitimi veren Kuran kursları niteliğinden çıkarılmalı. Çağa uygun eğitim almış, fen bilimlerinden de yoksun olmayan imam ve hatip yetiştiren eğitim kurumuna dönüşmeli. Herkes sussun Batı Avrupa'daki birçok ülkede uy gulandığı gibi çocukların başlangıçta mesleki yeteneklerine göre yönlendirildiği eğitim sistemine geçilmeli. Bir üniversiteye giriş sınavı ile gençlerin fakülte veya yüksek okullara serpiştirildiği sisteme son verilmeli. Bunun yerine, daha ilköğretim okulunun son sınıfından başlamak üzere öğrencilerin yetenekleri ve tercihlerine göre üniversiteye yönlendirilmesinin yöntemi bulunmalı. Hatta lise ikinci sınıfta da bir kez daha tercihini yapabileceği olanağın da tanındığı sisteme gidilmeli. Eğer bir genç, imam ve hatip, bilgisayar mühendisi veya hukukçu olmak istiyorsa, bu onun tercihine, yeteneklerine ve başarısına bırakılmalı. Gençlere, içine sinen ve sevdiği bir üniversiteye gitmesinin yolunu açacak yöntemler geliştirilmeli. Her ilde arka arkaya açılan, birçok liseden dahi geri eğitimin verildiği diploma üniversitelerinin fayda getirmediğinin de farkına varılmalı. Bunun için de öncelikle, ekonomide de sıkıntıya yol açan Yasa ile ilgili olarak bugün Başbakan'ın yapacağı açıklamadan sonra da herkes susmalı.
|