Yaza yaz geldi
Bir an önce gelmesini hakkaten ve hassaten ümit ediyoruz tabii. Olsun dersek nasıl ki olur ise çabuk gelsin diyelim gelsin. Ayşegül'ünüz hızını alamadı ve bugün yayınlanacak yazısını pazar gününden yazdı. Evet evet geçen pazar... Derbi, merbi, tam üstüne bastınız. Problemli bir gezinti sonrası yaz gelsin diye yazdı. Pazardır, yürüyelim arkadaşlardır filan hesabı birkaç arkadaş bizim semtten çözdük palamarı, Dolmabahçe tearikiyle Boğaz'a vuralım, serindir merindir fakat artık ahalinin eve dönüş saati gelmiştir, o yöne trafik sakindir dedik ve çıktık yola. Ne hata! Maç güruhunun ürettiği testesteron miktarı metreküpe kilolarca düşerek bizi basarken onlar da bizim üzerimize basıyordu az kalsın.
'Ooooley oley oley oleeey'miş! Neyse; oksijen iyi geliyor insana. 'Hımmpfsnıff!' diye çektin miydi içine havayı, başka türlü çalışıyor kafan. (E incilerden belli oluyordur!) Yaz geliyor gelmesine; bundan dolayı işte, millette bir telaş; pür telaş... Ne o zayıfliicaz hep beraber! Kışın yeme alışkanlıklarını değiştiriceez. Karbonhidratın verdiği hazdan vazzgeçilecek. Beden ensülin üretemeyince ensülincik n'aapsın beyne ulaşıp seretonin sağlayan tryptophan maddesi üretimini artıramayacak, o zaman n'oolucak? Seretonin salgılanamayınca mutsuz mutsuz oturucaaz. Ya şişman ve mutlu ya da zaiiif ve de agresiiif bir meymenetsiz olucaaz. Karar sizin, benim hepimizin...
Elle dergisinde okudum 'permarexic misiniz?' diye soruyorlar bize. 'Sensin permareksik!' demeden önce bi sorun derim ben; bu nedir ne değildir? Zayıf olduğu halde sürekli diyet yapanlara deniyormuş. "Oh zayıf olmadığıma göre ben yırttım. Sütten çıkmış ak kaşık sayılmam. Ama en azından permareksik değilim" dedim; böyle bir rahatladım anlatamam. Bu hesaba göre blumia, anoreksia tezgahlarından geçilerek permareksia mertebesine ulaşılıyor demek. Evlerden ırak, cehenneme direk. Yazıda "24 saat abur cubur tüketen bir toplumda zayıf kalmak olağanüstü bir öz disipline işaret ediyor'" denmiş. A dedim işaret filan... Parmaklarıyla beni gösteriyor bunlar?! Özz disiplin dedin miydi şöyle bi kaç dakka düşünücen ve aklına hemmen ben gelicem. Mesela bir rivayete, peki hadi sizden mi sakliicam Ramayana ve Mahaviracarita Destalarına göre; (mahsusçuktan siz de Hinduymuşunuz...) ben sizin 'disiplin tanrıçanız' mışım! Hatta hemencecik bi isim de bulalım: Hımm... Ganej... Yok o fil-insan karması, hem şişman... Olmaz.
TANRIÇA SİRİKİT Hümm... Buldum! Sirikit... Bu, çok uygun; ileze çağrışımlı bir isim. Ama maalesef benden önceki bir tanrıçaya konmuş! Ay! Uysa da uymasa da biz komasak? Olur di mi? Zevzeklik bir yana; bu çağda 'saygıdeğer', 'sevgi hakkeder', 'kolay iş bulur,' 'polisten ceza yemez' filan olmak gibi iyi hasletlerin amentüsü zayıf olmak. (İstisnai karakterleri dahil etmiyor, ayrıcana önlerinde saygıylan eğiliyoruz.) Kilonun ayıp olduğu 'popüler görüntüler cehenneminde' dergiler, bilboardlar gibi gerçek kadın görüntülerine yer vermedikçe, ayıp etmeye (ve bence suç işlemeye) devam ettikçe mevsim yaza yüz tuttuğunda balıktan eti olandan tut şişman balıklara kadar kadını, erkeği, hünsası, hülasa her bi kimse eziyetleeerrr okyanusunda boğum boğum boğuluciiiz.
Bu arada giderayak size çoook önemli bir sırrımı veriyorum iyi tutun: Baktım rejim, recm kabusu misali beynimin tüüüm kıvrımlarında tehtidini sürdürüp duruyor, 'Alp disiplini'ne giremiyorum; aa bi dikkat ettim kendime; şişman erkekleri beğenmeye başlamışım. Hadi bakalım! Nasıl?
|