| |
|
|
Erkekler sapkındır ama...
Bir kere şunun altını çizelim: Muhafazakâr kesimlerin 'sapıklık' diyerek her türlüsünü mahkettiği... Bilimsel açıdan ise 'sapkınlık' denilen cinsel eylemleri daha çok erkekler yapar. Nokta! Yani... Erkek rontgenci sayısı, kadından fazladır... Erkek sadist sayısı kadından fazladır... Erkek mazohist sayısı, kadından fazladır... Hem de kat kat! Örneğin... Kadınlar ayaklara ve özellikle ayakkabılara düşkündür. Ancak erkek ayak fetişisti sayısı, kadınların 3 katıdır.
Bu durum 'suç'a da yansır. Acı vermekten cinsel haz alan bir sadistle, acı çekmekten haz alan bir mazohistin kendi aralarında neler yaptığı kimseyi ilgilendirmez. Ama eğer bir sadist, istemediği halde bir insana acı çektirirse... Bu apaçık suçtur. Mahkeme devreye girer. Sadist ceza alır.
Şimdi... Çiçeği burnunda BJK yöneticisi Koray Büyükasar, Z.T. (19) adlı genç kıza tecavüz ettiği, dövdüğü, şantaj yaptığı iddiasıyla yargılandı. Suçlu bulundu. 12 yıl hapis cezası aldı. Ben yukarıdaki veriler ışığında baktığımda olaya hiç şaşırmıyorum. Yöneticiymiş, toplumda saygın bir yeri varmış, aile babasıymış... Hiç fark etmez: Sapkınlık ve dolayısıyla cinsel suç, erkekler arasında daha fazladır.
Ancak benim anlamadığım bir nokta var: Z.T. ifadesinde özetle şöyle diyor: "İş arıyordum. Bir aracıyla tanıştık. Bir süre sonra aradı. Akşam Emirgan sırtlarındaki Şahintepesi'ne gittik. Otomobilin içinde otururken çaylarımız geldi. Bana çayımı şekerini karıştırarak verdi. İçtim. Bir süre sonra uyuklamaya başladım. Çayıma ilaç koyduğunu düşündüm. Kendimden geçmişim. Uyandığımda gece yarısıydı. Tanımadığım bir evdeydim. Yatakta çırıpçıplak yatıyordum. Şikâyet edeceğimi söyledim. Beni çıplak kameraya çektiğini belirterek şantaj yaptı."
Çaya ilaç katmaca! İşte bunu anlamadım... Eski Türk filmlerinde olurdu böyle şeyler. Ne bileyim, mesela Türkan Şoraylar'ın, Fatma Girikler'in başına gelirdi. Tecavüzü... Dövmeyi... Sövmeyi... Elleri bağlamayı... İtip kakmayı... Şantajı... Hepsini, hepsini anlıyorum. Ama çaya ilaç katarak uyutma... Hiç aklım ermedi.
|