| |
|
|
Halk çoğunluğunun hep azınlıkta kaldığı bir ülke!
Her ülkede özelleştirme karşıtları da, yabancı sermaye düşmanları da, kökten-devletçiler ve fanatik ulusalcılar da var. Ama bir ülke halkının büyük çoğunluğu, bu tür tutumları reddediyorsa, bunlar etkili olmaz... Türkiye hariç! Çünkü Türkiye'nin sosyo-politik yapılanmasında "Halk Çoğunluğu", genellikle belirli oligarşiler tarafından etkisiz kılınmıştır. Anayasal demokrasilerdeki "Kuvvetler Ayrılığı" veya "Hukukun Üstünlüğü" gibi kavramların dışındaki bir olgudur bu.
Tabii ki "Çoğunluk" herşey demek değildir. Ama temsili demokrasideki "Meşru İktidar"ın karşısına anayasal yapıda hukuki değil fiili olarak bulunan "Oligarşileri" çıkartırsanız, o ülkede ne reform yapabilirsiniz, ne de ülkeyi kararlıkla yönetebilirsiniz. İşte sonuçlar ortada.... Eğitim sisteminden kim memnun bu ülkede? Laikçi endişelere dayalı "istemezükçü" tutumlar sonunda, Türk eğitim düzeyi, orta ve liselerde de, üniversitelerde de, tökezleyip durmuyor mu? Şu özelleştirme fiyaskolarına bakın... "Bu kadar değerli kamu mallarını bu kadar ucuza satamazsınız" tekerlemesi arasında varılan nokta ortada. 1990-2001 arasında, dünyanın çeşitli ülkelerindeki özelleştirmelerden sağlanılan satış gelirlerini hatırlayalım: İtalya 111 milyar dolar, İngiltere 42 milyar dolar, Meksika 29 milyar dolar, Yunanistan 13 milyar dolar, Portekiz 26 milyar dolar. Türkiye'nin 1990-2001 arasındaki özelleştirme geliri ise 7,3 milyar dolar. Tamam... İstediğiniz gerekçeyi söyleyin... "İhaleler hukuka aykırı" falan da deyin... Ama sonuçta özelleştirmeyi herkes yapabiliyor, Türkiye yapamıyor işte... Acaba Türkler, devlet malını, İtalyanlar'dan, İngilizler'den, Meksikalılar'dan daha mı çok sevip koruyor? Aynı sürede Fransız 72 milyar dolarlık, Polonya 20 milyar dolarlık özelleştirme yapmış. Türkiye ise, 10 milyar dolara ulaşamamış. Bu, Türk milliyetçiliğinin mi, yoksa Türk devletçiliğinin mi zaferi? Şu Turgut Özal kararlı davranmayıp, sahillerdeki kamu arazisini özel girişim yatırımlarına açmasaydı, bugün "Antalya Mucizesi"nden veya "Turizm Gelirleri"nden söz edebilir miydik? Ama Turgut Özal da engellendi. Sözünü ettiğimiz oligarşi, Özal'ın özelleştirme programını da durdurdu. İlk iki özelleştirme denemesi de, mahkemelik oldu. Şimdi sıra Tayyip Erdoğan'ın engellenmesinde.... Üzerinde evler, çiftlikler kurulmuş, orman niteliğini kaybedeli yıllar olmuş arazileri satıp, bunun geliri ile kamu borçlarını kapatmayı planlıyor. Yapamıyor. Türk kentleri ruhsatsız, yüzbinlerce konutla dolu. Bunlar, bir bedel karşılığı yasallaştırılsa, belki IMF'ye olan borcun iki katı gelir sağlanacak. Yapamıyor. Atatürk bir mucizeymiş gerçekten. Bin yıllık alfabeyi de, aile hukukunu da bir gecede değiştirdi. Kimsenin çıtı bile çıkmadı. 2004 yılında, dünyalı olmak için reform yapılmak istendiği zaman ise, halk çoğunluğu, oligarşiler karşısında azınlıkta kalıyor. Vallahi de, billahi de ayıp oluyor.
|