| |
|
|
Yalnızken ve ıssız bir yerde kalp krizine yakalanırsanız...
Dr. Abdülkadir Göksel "Kalp krizi sizi yalnız yakalarsa ne yapmalısınız" sorusunun cevabını yazmıştı yenibir.com'da. Özetleyelim: Zaten sıkıntıda olan kalbin yükünü artırmamalı ve hareket etmekten olduğunca kaçınmalıyız. Ayaktaysak oturmalı ve rahat nefes alma- mızı önleyen kravat, gömlek yakası gibi şeyleri gevşetmeliyiz. Kalp krizi ve buna bağlı kalp durması geliştiğinde, bilinç yitirilmeden önce, kendinize yardım edebileceğiniz 10 saniye vardır. Bu süre boyunca kendi kendinize uygulayabileceğiniz yaşam kurtaran yöntem, sürekli ve güçlü şekilde öksürmektir. Her öksürükten önce derin bir nefes alıp ciğerlerinizi oksijenle doldurun. Öksürük, derin ve uzun süreli olmalı. Öksürme hareketi sırasında göğüs kafesindeki basınç artarak kalbi sıkıştıracak ve kanın pompalanmasına yardım edecektir. Nefes alma ve öksürme, her iki saniyede bir tekrarlanmalı ve yardım gelene kadar ya da kişi hastaneye gidene kadar sürdürülmelidir. Dr. Abdülkadir Göksel'in bu öğütlerini okurken, yaşadıklarımı hatırladım. Turgut Özal'la birlikte, Çin'e uçuyorduk. Sohbet ettiğimiz Vitali Hakko, birden yere düştü. Eğildik baktık, nefes almıyordu. Kalbi durmuştu. Bereket uçakta Dr. Cengiz Arslan ve onun her zaman Özal için hazır tuttuğu defibrilatör cihazı vardı. Dr. Arslan yetişip, müdahale etti. Vitali Hakko'yu canlandırdı. Bu olayı, uçağın önünde oturan Vitali Hakko'nun eşi Ketty Hakko, ancak kocası ayağa kalkıp, yanına oturunca öğrendi. Herhalde 7-8 yıl oldu... 28 Şubat post-modern darbesi (1997) öncesindeydi. Güneş Taner'le arkadaştık o zaman. Bir gün Anadoluhisarı'ndaki evimin telefonu çaldı. Öğle saatleriydi. Telefonda, Sarıyer'de oturan Güneş Taner vardı. Nefes nefese, zor konuşuyordu... - Kalp krizi geçiriyorum. Evde yalnızım. Ne yapayım, diyordu. O zaman öksürük yöntemini bilmiyordum. Düşündüm. Güneş Taner, pek içki içmez... Dedim ki, - Bir bardak sek viskiyi kafana dik. Ben gelip, seni hastaneye götüreceğim. Alkolün hem damarları genişleteceğini, hem de kan basıncını artıracağını hesap etmiştim. Sonra Güneş'i Amerikan Hastanesi'ne götürdük. Kan sulandırıcı yapıp, yoğun bakıma yatırdılar. Ona bakan doktor, "viski içirmen yanlış değildi" dedi bana. Sağlık, tüm yaşam gibi bir kader meselesi galiba. Dr. Cengiz Arslan, Çin'e giden uçakta Vitali Hakko'yu kurtarmıştı. Ama Turgut Özal'ın kalp krizi geçirdiği cumartesi günü, yanında değildi. İstanbul'daydı. Özal'a, Çankaya'daki Cumhurbaşkanlığı Konutu'nda, tıbbi müdahale yapılamamıştı. Uçaktan çok korkan adamı sakinleştirmek için, arkadaşı bir şeyler söylemiş ona, - Merak etme... Ecelin gelmediyse sana bir şey olmaz, demiş... Uçaktan korkan adam, acı acı gülüp, cevap vermiş: - Ya pilotun eceli geldiyse... Bütün sosyo-politik takıntılarımız ve toplumsal beklentilerimizin ötesinde, hepimiz, kendi vücudumuz ve sağlığımızla baş başa ya- şarız. Dr. Göksel'in, "kalp krizine tek başınızayken yakalanırsanız"a ilişkin önerileri, gerçekten önemli. Ama durup dururken, yani kalp krizi falan geçirmezken de, sürekli öksürerek kendinizi kalp krizinden korumaya çalışmayın. Etrafta "Adam verem olmuş" diye konuşmaya başlarlar.
|