| |
|
|
Zanalar yeni dünyaya uyum sağlayacak mı?
On yıl sonra hapisten çıkan Leyla Zana ve arkadaşları en çok cep telefonuna şaşırmış. Onlar içeriye alındığında ağır, büyük, hantal telefonlar vardı. Geçen süre içinde müthiş ilerledi teknoloji. Aletler küçüldü, mesaj atar, fotoğraf çeker, internete bağlanır hale geldi. Artık bir ceptelin bütün fonksiyonlarını öğrenebilmek için epey emek harcamak gerekiyor. Zanalar'ın şaşkınlığı bana Refik Halid Karay'ın yazdığı, 'Deli' adlı tiyatro oyununu hatırlattı. 21 Temmuz 1908'de, yani 'İkinci Meşrutiyet'in ilanından iki gün önce komaya giren Maruf bey, 1930'da tekrar kendine gelir. Ama her şey değişmiştir: Cumhuriyet ilan edilmiş... Erkekler sakalını bıyığını kesmiş, kısa saç kadınlarda moda olmuştur. Babalar oğlunun futbolcu olmasıyla övünmekte, 'kadınları dansa alıştırma derneği' yeni üyeler kaydetmektedir. Belki hepsinden önemlisi Arap harfleri bırakılıp Latin harflerine geçilmiştir. Atatürk bu tek perdelik piyes hakkında ileri geri konuşanları şöyle susturmuştur: "İnkılabımızı hicvetmiyor, tebarüz ettiriyor" (görünür kılıyor)... Peki Maruf beye ne oluyor dersiniz? Tahmin ettiğiniz şey: Yeni dünyaya ayak uyduramayarak deliriyor! Bakalım Zana ve arkadaşları değişen şartlara uyum sağlayacaklar mı?
|