| |
Alaaddin'in konuşması.
Geçen Cumartesi (22 Mayıs) Ankara'da TOBB kongresi yapıldı... TBMM Başkanı, Başbakan, Bakanlar, muhalefet liderleri katıldılar... Görkemli bir toplantıydı. "Protokolden" altı kişi konuştu: Bülent Arınç, Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal, Ali Coşkun, Mehmet Ağar, Cihan Paçacı. "Bölge ve sektör temsilcilerinden" de 20 kişi. Ve Divan Başkanı Gündüz Kaptanoğlu "kongrenin sona erdiğini" açıkladı. İşte bu sırada "gençten biri" ayağa fırladı: - Ama ben söz istemiştim.
*** Genç adam günler önce hem Rifat Hisarcıklıoğlu ile konuşmuştu ve hem de Gündüz Kaptanoğlu ile. Ayrıca ikisine "yazıyla da" başvurmuştu. "Söyleyecek bir çift sözüm var" demişti. Ve onlardan da "olur" almıştı: - Tamam, kongrede kürsüye çıkacaksın.
*** Gündüz Kaptanoğlu veTOBB'un diğer yöneticileri genç adama "kusura bakma" dediler: - Tam 40 kişi söz istedi... Onlar da senin gibi oda başkanı... Bir kişiye söz versek, diğerleri gücenecek... Genç adam yapacağı konuşmayı "kağıda dökmüştü." Kağıdı katlayıp, cebine koydu. Ağlamaklıydı. Tırnaklarını yemeye başladı.
*** Onu tanıyorduk. Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Alaaddin Aytekin'di. "Üzülme" dedik: - Salon boşalınca kürsüye çık... Konuş... Biz dinleriz. Alaaddin "ya bu defa da salondaki temizlikçiler engel olurlarsa" diye dert yandı. Yine "üzülmemesini" söyledik: - Gazeteye gideriz... Orada kürsüye çıkar konuşursun, biz de dinleriz. - Olur... Hiç olmazsa rahatlarım.
*** Alaaddin "bize" hitap etti. Antalya'nın Kumluca ilçesinde "50 bin dekar sera var" dedi: - Burada 640 bin ton sebze üretiyoruz... Türkiye'nin kış dönemi sebze ihtiyacının yüzde 40'ını karşılıyoruz. Sonra "ihracat konusuna" girdi: - Ürettiğimiz sebzenin yüzde 12'sini Avrupa'ya satıyoruz.
*** Avrupa "kaliteye" çok önem veriyor. Eğer ürünlerimizde "en ufak bir ilaç kalıntısı" varsa, Avrupa geri gönderiyor. Ve Avrupa "her konuda bilimsel analiz raporu" istiyor. Toprağın analizini... Suyun analizini... Yaprağın analizini. Alaaddin "bunları" da anlattı.
Kumlucalılar "araştırma laboratuarı" kurmuşlar. Avrupa'dan AB temsilcileri gelip, görmüşler. Kutlamışlar. Ve demişler ki: - Bizde pek çok fon var... Hemen projelerinizi getirin... Sizi destekleyelim.
*** Projeler hazırlanmış. Ama Kumluca'nın AB'ye başvurması için "Ankara'nın vize vermesi" gerekiyor. Ankara moral bozmuş: - Yapamazsınız... Edemezsiniz... Gidin işinize... Bizi meşgul etmeyin.
*** Alaaddin sesini yükseltti: - Şikayetçi olduğumuz AB ülkeleri Türkiye'yi nasıl görüyorlarsa, ülkemizde AB konusunda çalışan Türkler de bizi öyle görüyorlar... Hatta daha kötü gözle görüyorlar... Bakanlarımıza ulaşabiliyor, ama onlara hiçbir zaman ulaşamıyoruz.
*** Alaaddin Aytekin "konuşmasını" bitirdi, bizi "selamladı" ve "kürsüden" indi. Biz de onu "uzun uzun" alkışladık. Artık "rahatlamıştı." Aslında Alaaddin "kongrede... TBMM Başkanının... Başbakanın... Bütün protokolün önünde" konuşmalıydı.
|