Şimdi reklamlar, ardından hayat
Ne yapıyorum, ne ediyorum? Biraz da kendimden haber vereyim.. Yediğini içtiğini, gördüğünü gezdiğini anlatan yazarlara heves ettim. Üç haftadır hem İstanbul'da oynuyorum hem de Anadolu'da. Çarşı Mağazaları, işletmelerinin sosyal sorumluluk yanı olduğunu, müşterilerine çok iyi düzenlenmiş mağazaların yanında tiyatronun güzelliklerini de sunmaları gerektiğini düşündüklerinden "Ödünç Yaşamlar" adlı oyunumu Trabzon, Diyarbakır ve Mersin'e götürdüler.
Tiyatronun iki temel öğesi vardır. Oyuncu ve seyirci.. Onlar karşı karşıya gelince kıvılcım çakar ve tiyatro dediğimiz mucize gerçekleşir. Seyirciler de bizlerle birlikte oynarlar, onlar bizim meslektaşlarımızdır. Her oyunda ben sahneden, onlar salondan oyuna asıldık. Çok şenlikli oldu Tiyatro-Çarşı Mağazaları buluşmaları.. Salı günü de Denizli'deyim. Sonra Ankara.. Levent'teki İş Bankası Kuleleri'nin altındaki İş Sanat Salonu'ndaki gösterilerimiz de bu ay sonu bitiyor.. Gelecek tiyatro sezonunda da yepyeni oyunlarla İş Sanat'ta olacak Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu. Bugün saat 15.00'te "Havada Bulut"u oynayacağız. 18 Mayıs ve 25 Mayıs'ta da son olarak iki kez daha oynanacak "Havada Bulut." 27 Mayıs Pazar günü "Ödünç Yaşamlar"ın İstanbul'daki son gösterisi var.
Bir de bahar sürprizi yaptık. 16-23-30 Mayıs, üç pazar günü "Eski Çamlar Bardak Oldu"yu sergiliyoruz. Yediden yetmişe, çocuklarla büyüklerin bir arada seyredebilecekleri bu müthiş aile güldürüsü bizim gibi başına bahar vurmuşlara sürpriz olsun istedik. İki kitap yazdım. Yakında Can Yayınları'ndan çıkacak. "Ben Eskiden Küçüktüm" ve "Bir Sen Kaldın Yalnızlık Gelince." Show TV'deki Türkiye'nin Yıldızları programını bırakmak zorunda kaldım. Oyunculuk konusunda sağlam bir temel eğitim verdik çocuklara... Onlara, "En büyük yeteneğin kendi yeteneklerini geliştirmek" olduğunu öğrettim. İçlerinden oyunculuk sanatına asılanların başarılı olacaklarına eminim. Temel sağlam atıldı, yolları açık olsun.
"Esquire" dergisi bu ayki sayısında Yazı İşleri Müdürü Esra Coşkun'la yaptığım söyleşiyi yayınladı. Okudum ve çok beğendim. Profesyonel deyişle, "İyi öttürmüş" beni Esra kardeşim. O söyleşiden bir iki ufak bölümü alıvereyim. Gerisini merak edenler, bütününü okumak isteyenler "Esquire" ın mayıs sayısından birer tane edinsin. "20 gün uğraştım Ali Poyrazoğlu"nu teybimle buluşturabilmek için. "Oyunculuk yapıyor, eğitmenlik yapıyor; hepsine yetişiyor. Yetmezmiş gibi bir de radyoda program yapıp, Sabah Gazetesi'nde köşe yazıyor. Bünye sağlam anlayacağınız." "Bütün başarılarını, zihni özgür ve çalışma yaşamı disiplinli bir insan olmasına bağlıyor ve ustalık yaptığı çıraklarına bunu öğretiyor.." ŞÖHRET PALAVRA BİR İŞTİR "Bunu söyleyen ben Ali Poyrazoğlu, 30 yıldır şöhretim. Ama şöhret olmak marifet değildir. Şöhret kalmak zordur. Sürekli öğrenmek, kendini yenilemek, sürekli araştırmak gerekir. İnsanın erişmek istediği, en büyük yıldızlık mertebesinin, kendi yaşamının yıldızı olmak olduğunu düşünüyorum. Herkes, kendinden, kendisinin saygı göstereceği, inanacağı, yarışan, bilgi peşinde koşan insana saygısından dolayı insanı değiştirmeye çalışan bir yıldız çıkarmak zorundadır. Bence yaşamın anlamı da budur. Aslında sanatların en zoru, yaşam sanatıdır. Hepimiz yaşam sanatının usta oyuncuları olmak zorundayız. Kendimizi seversek başkalarını da sevebiliriz. Kendimizi özgürleştirmek zorundayız. Başkaldıran, kendini yenileyen birey olursan, ışığı görebilirsin. Yaşamın amacı da zaten ışığı görmek. Ben de bunun peşindeyim."
Ali Poyrazoğlu
|