| |
|
|
Erdoğan, 2'nci Erbakan olur mu?
BEKLENTİLER
Şu "Serbest Pazar Ekonomisi"ne bir alışabilsek, nasıl rahat edeceğiz. Amerikan Merkez Bankası'nın faiz hadlerini yükseltmesi ihtimali gündeme geldi. Arkasından, dış ticaret açığımızın büyüdüğü öğrenildi. İç ve dış borçlanma rakamları hatırlandı. Bunlar da yetmezmiş gibi, AK Parti Hükümeti, "YÖK Reformu"nu bahane edip, İmam Hatip'lilerin üniversiteye girişi meselesini tasarılaştırdı. Şimdi Borsa endeksi düşüyor, döviz kurları yükseliyor. Bankalar da, birer birer kredi faizlerini artırmaya başladı. Peki bundan sonra ne olacak? Döviz kurları yükselince, ithalat pahalılaşacak ve azalacak... Buna karşı ihracat karlı hale gelip artacak. Turizm mevsimi ile döviz girişleri hızlanacak. Bu şekilde ödemeler dengesi daha sağlıklı hale gelecek. Döviz kurları üzerindeki talep baskısı azalacak. Yani serbest (veya dalgalı) kur, böyle bir mekanizma oluşturuyor. Ekonomi arz ve talebe ve de en önemlisi "beklentiler"e göre kendi yolunu bulur. ABD, doların faizini artırsa bile, artık bunun önemi yok. Çünkü faiz artırımı beklentisini, hem Türk, hem dünya piyasaları kabullendi ve bunun etkisi, olmuş gibi yaşandı. Geriye ne kalıyor? AK Parti Hükümeti'nin "Siyasi Kriz Beklentisi"ni kırması kalıyor geriye. Bu da çok zor değil. Tayyip Erdoğan herhalde "2'nci Erbakan" olmak niyeti taşımıyor. Müthiş başarılı bir Yunanistan gezisini, iyi giden AB-Türkiye ilişkilerini ve 40 yılın en olumlu Kıbrıs politikasını, herhalde "YÖK'le Kavga"ya kurban etmez. "Eder" derseniz, bu, mantığa sığmaz.
|