| |
|
|
Aptal şehzade ve lalası...
KISSALAR
Bu hikayeyi daha önce de yazmıştım. Sayın okurlarım unutmuştur diyerek, yeniden hatırlatıyorum. Bir padişahın, akılsız bir oğlu varmış. Bu gerçek delikanlı veliaht olduğu için, padişah çok endişelenirmiş. En akıllı vezirini, akılsız şehzadeye lala olarak vermiş... - Bizim oğlanın hep yanında dur. Akılsız sözle saltanatı zedeleyebilir. Hemen müdahale et. Ona tayalık yap, demiş. Bir gün ülkenin önde gelen erkanı, aralarına şehzadeyi alıp, bir divan kurmuşlar. Ülke sorunlarını tartışıyorlarmış. Birden akılsız şehzade söze girmiş. - Bir ok attım, kebap oldu, demiş. Herkes şaşkın, öyle kalakalmış... Şehzadenin lalası, atılıp, akılsızın sözlerini izah etmiş. - Şehzademiz okla avlanıyordu ormanda. Bir tavşana ok attı. Ok tavşanı vurmadı, ama bir kayaya çarptı. Çıkan kıvılcımla hem orman yandı, hem de tavşan yandı. Yani hedefi iyi saptamazsanız, sonuç beklediğinizden farklı olur diyor şehzademiz. Herkes bu açıklamadan tatmin olmuş... O sırada şehzade yine konuşmuş, - Bir ok attım, çorba oldu, demiş... Herkes yine lalaya dönmüş. O boynunu büküp, mırıldanmış: - Böyle bir zırvaya, artık ben de gerekçe bulamam! KISSADAN HİSSE- Şehzadeler akıllı olmalıdır. Arada bir zırvalama hakları bile pek yoktur.
|