|
|
Çocuk kalbi durmasın
Türkiye'de, her yıl 15 bin bebek kalp hastası olarak doğuyor. Tedavide geç kalındığında, kaçınılmaz sona her gün biraz daha yaklaşılıyor. Yeterli merkez olsa, kalbi delik çocukların hemen hepsi tedavi edilebilir durumda...
Türkiye'de canlı doğan her 1000 bebekten yedi-sekizi doğumsal bir kalp hastalığının pençesinde yaşamla tanışıyor. Bu oran, nüfus artış hızıyla birleştirildiğinde, her yıl 14-15 bin yeni doğanın, ''doğumsal kalp hastası'' olduğu sonucuna varmak mümkün. En iyimser tahminler, Türkiye'de yılda ortalama bin çocuğa kalp ameliyatı yapıldığını öngörüyor. Çocuklarda gelişen romatizmal kalp kapağı hastalığı ile enfeksiyona bağlı gelişen diğer kalp hastalıkları da bu tabloya eklendiğinde, toplam olarak her yıl 15-20 bin çocuğun tedaviye muhtaç olduğu ortaya çıkıyor.
ERKEN TEŞHİS MÜMKÜN Medical Park Hastanesi Kardiyovasküler Cerrahi Bölüm Direktörü olan Doç. Dr. Barbaros Kınoğlu, erişkin kalp cerrahisiyle, çocuk kalp cerrahisi arasında hem hastalıkların seyri hem de tedavisi açısından önemli farklılıklar olduğuna dikkat çekiyor. Erişkinlerde görülen kalp hastalıklarının tamamına yakını sonradan kazanılmasına rağmen, çocuk kalp hastalıklarının çok azı bu şekilde oluşuyor. Doğumsal kalp hastalıkları, günümüzde gelişmiş teknoloji, bilgi birikimi ve tecrübeli ekip çalışması sayesinde, anne karnındayken teşhis edilebiliyor.
MERKEZLER 3 BÜYÜK İLDE Türkiye'de çocuk kalp-damar cerrahisinin, halen üç büyük il dışında organize olmamasından yakınan Doç. Dr. Kınoğlu, "Ne yazık ki büyük şehirler dışında, kalp hastası olarak dünyaya gelen bebeklere zamanında teşhis koyulamıyor. Bu nedenle, bu çocukların bir kısmı gecikmeye paralel olarak karşımıza ameliyat ve dolayısıyla da şifa şansını kaybetmiş olarak geliyor. Bazıları tanı koyulamadan hayatını kaybediyor. Bu yüzden, özellikle kırsal kesimde bebeklerde sağlık taramaları büyük önem kazanıyor. Bu taramalar, anne karnındaki hayata dair takiplerle başlayıp, doğum sonrasına kadar sürdürülmeli. Bugün hamilelik sürecinde intrauterin ekokardiyografi ve fötal ekokardiyografi ile henüz anne karnındayken, birçok doğumsal kalp hastalığı teşhis edilebiliyor. Günümüzde Ankara, İstanbul, İzmir'de toplanan çocuk kalp damar cerrahisi merkezlerinin sayısı tüm çocuklar için yeterli değil." diyor. Çabuk yorulan, nefes darlığı çeken, hafif efor harcadığında bile çarpıntısı olan, gelişme geriliği, kilo alamama, dudaklarda ve parmak uçlarında morarma olan, terleyen ve özellikle yenidoğan bebeklerde sık ağlama ve anne sütü emme sırasında tıkanmalar, sık üst solunum yolları enfeksiyonlarına yakalanma gibi belirtilerin aileler için uyarıcı olması gerekiyor.
BATI STANDARTINDA TEDAVİ Bu çocukların mutlaka kalp damar sistemi açısından incelenmesi gerektiğini belirten Kınoğlu: "Ağır kalp hastalıkları bile artık yenidoğan çağlarında tedavi edilebiliyor. Oysa, eskiden çocuk kaderine terk ediliyordu. Türkiye'de, son 15 yılda Batı standartlarında tedavi yapılabiliyor. Ama bütün birikime rağmen, halen çocuk kalp hastalıkları ile ilgili çalışan kliniklerin sayısı yeterli değil. Çok uzun süreli randevular yüzünden çocuklar ameliyat şanslarını kaybedebiliyor. Ameliyat şansını yitirenlerde ise, başka hastalıklar da gelişebiliyor" diyor.
|