|
|
Depresyonlu Çocuklar ihmal ediliyor
Okul başarısı düşen, sürekli ağlayan, içine kapanan, aşırı sinirli çocuklarda depresyondan şüphelenmek gerekiyor. Çocuk depresyon hastalarının büyük bölümü aileler tarafından ciddiye alınmadığı için, teşhis ve tedavide büyük zorluklar yaşanıyor
Depresyon, sadece yetişkinleri değil, çocukları da yakalıyor. Çocuklarda görülen depresyonlar erişkinlerden farklılık gösteriyor. Belçika orijinli ilaç şirketi Solvay'in davetlisi olarak önce Ankara, sonrasında da İstanbul'da meslektaşlarıyla bir araya gelen dünyaca ünlü psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Joseph Zohar, çocuklardaki depresyon ve anksiyetenin, teşhisten kaynaklanan güçlükler yüzünden, daha zor tedavi edildiğinden yakındı. Prof. Dr. Zohar, depresyon ve kaygı bozukluğunun tıpkı şeker hastalığı gibi kendi kendine iyileşmeyeceği uyarısında bulunarak, "Depresyonu hafife almayın" dedi. Çocuklara tanı koyulmasının hem zor, hem de anne ve baba desteğiyle son derece kolay olduğundan bahseden Prof. Dr. Zohar, "Çocukların büyük bölümü tedavi şansından yoksunlar. Bu durum çocukların gelecekteki yaşantılarını olumsuz etkiliyor" diye konuştu. Prof. Dr. Zohar, çocuk ruh sağlığına çok dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çocuk hastaların pek çoğu depresyon tedavisi görmeden, ailesi hastalığını fark etmeden yaşıyor. Çocukların depresyonu ifade etme şekli yetişkinlerden farklı. Depresyon çocukta, davranışındaki bir değişiklik olarak ortaya çıkıyor. Bunu ailenin yakalaması lazım. Oysa, çocuğun antisosyal davranışlarına aileler genelde sinirleniyor. Bu, son derece yanlış. Anlayışsız davranışlar sorunu daha da büyütüyor. Çocuğu sessizliğe itiyor. Anlayışsız bir aile, çocuğu intihara sürüklüyor."
PEK ÇOK BELİRTİSİ VAR Depresif çocuklarda depresyon, farklı klinik görünümler ve farklı belirtiler ile kendini gösteriyor. Özellikle kronik depresyonlu çocukların bu durumu zor fark ediliyor. Psikososyal stres faktörleri ile beraber, aile ortamı ve çocuğu etkileyebilecek diğer nedenler ile çocuklar depresyona girebiliyor. Çocuklardaki depresyonun görünümü; aşırı sinirlilik, içe çekilme, üzgün bakış, daha önce zevk aldığı uğraşlardan zevk alamama, kazanılmış işlevsellikte geriye dönüş, çabuk sinirlenme, gün içinde ara sıra ağlama, aşırı hareketlilik, okul başarısında düşüş, uyku ve iştah problemleri, kendine güvensizlik, olayları olumsuz değerlendirme, olaylar karşısında kendini suçlama, ara sıra ölüm düşünceleri, içe çekilme, arkadaş ve sosyal çevresinde uyum güçlükleri , okul ve ailede bazı problemler şeklinde görülebilir.
ONU İYİ GÖZLEMLEYİN Çocuklarda depresyonun saptanabilmesi için anne ve babanın son derece uyanık davranması şart. Aynı zamanda, çocukta depresyon ile birlikte gelişebilecek madde bağımlılığı, okulda başarısızlık, davranış bozuklukları gibi sorunlar oluşmadan, tedaviye bir an önce başlanması gerekiyor. Özellikle çocuğu etkileyen stres faktörlerinin araştırılması çok önemli. Bu stres etkenleri arasında; bir yakınının veya arkadaşının ölümü, göç, anne baba geçimsizliği, aile içi stres faktörleri, çocuğa yönelik cinsel ve fiziksel istismar, doğal afetler, çocukta bulunan tıbbi bir hastalık, aile üyelerinden herhangi birinde hastalık, anne baba veya aile üyelerinden birinde madde bağımlılığı, ekonomik sorunlar, anne veya babada psikiyatrik bir rahatsızlık sayılabilir. Çocukluk çağı depresyonlarının tedavisinde ilaç ve psikoterapi yaklaşımı öneriliyor. Yeni jenerasyon, "fluvoksamin" etken maddeli depresyon ilaçları, erişkinlerde olduğu kadar çocuklarda da son derece güvenli. Çocuğun depresif döneminde ciddi bir psikososyal desteğe ihtiyacı olur. Bu çağdaki depresyon, çocuğun kişilik ve sosyal gelişimini doğrudan etkileyeceğinden tedavisi son derece önemli ve hayatidir.
BEBEKLERİ DE VURUYOR Depresyon, yetişkinlerde ve çocuklarda sık görülen bir tür duygu-durum bozukluğu olarak tanımlanıyor. Bu bozukluk, minicik bir bebekte bile, bağlandığı kişiden ayrılmaya tepki olarak ortaya çıkıyor. Çocuklar ve gençler ise, stres karşısında yetişkinlere benzer depresyon geçiriyor. Bebekler yaklaşık altıncı aydan sonra, bağlandıkları kişinin ayrılmasına tepki gösterme eğilimindeler. İlk depresyon nedeni olarak bu bilindiği için, bu yaştan sonra her yaşta depresyon görüldüğünü söylemek hiç de yanlış olmaz.
GÜVENİ SARSILMAMALI Okul öncesi dönemde sözlü ifade yeterli olmadığı için, tanı koymak oldukça zorlaşıyor. Sevdiklerinden birinin kaybı gibi örseleyici yaşantılar sonrasında, çocukta değişiklikler görüldüğünde, uzmana danışmakta fayda var. Günlük yaşantıda çocuğun güvenini sarsıcı davranışlardan kaçınılması, ilgi ve sevgi ortamının yeterince sağlanması, kardeşler arasında ayrım yapılmaması, sorunlarını çözmesinde destek olmak önem kazanıyor. Gerekli ilgi ve sevgiyi göstermek, hem problemlerin ortaya çıkmasını azaltıyor, hem de kısa zamanda çözüme ulaşmayı sağlıyor. Sorun varsa, doğru adres; çocuk psikiyatri uzmanına başvurmak. Eğer yakın çevrede böyle bir uzman yok ise, çocuk hekiminden yardım istemek en doğrusu. Çocuk hastalıkları uzmanı ön değerlendirmeyi yaptıktan sonra aileyi yönlendirmeli. Depresyon tedavisinde küçük yaşlarda daha çok, oyun terapisi gibi psikoterapi yöntemlerine başvuruluyor. İlerleyen yaşlarda, terapiyle birlikte, doktor kontrolünde ilaç kullanımı da gündeme geliyor.
|