|
|
|
|
|
Tasarım Türkleşiyor
|
|
Dünyanın en iyi 100 tasarımcısından biri kabul edilen Aziz Sarıyer'in ürünleri büyük bir ilgi çekiyor. Sarıyer yaptığı işin planlı olmadığını sadece yüreğinin sesini dinlediğini söylüyor
Abdi İpekçi Caddesi'nde küçük bir Atelye Derin mağazası vardı, hatırlar mısınız? Modern tasarım mobilyaları ilk orada görüp sevmiştik. Sahibi Aziz Sarıyer hep işinin başında heyecanla bize Moroso, Cappellini ve Driade'nin tasarımlarını anlatırdı. O bizim için tasarımın abc'siydi, şimdi de dünya firmalarına tasarım yapan Türk tasarımcımız.
O günden beri Atelye Derin ismini Derin olarak değiştirdi, Aziz Sarıyer'in oğlu Derin Sarıyer işin başına geçti ve son beş senedir Derin kendi tasarımları ile dünya pazarına açıldı. Şimdi Derin tasarımı mobilyalar dünyanın dört bir yerinde satılıyor, en iyi tasarım dergilerinde yer alıyor, Wallpaper Derin'i 2003 yılının en iyileri arasına koyuyor, Box International 2004 yılının en iyi tasarımları arasında Derin'in kitaplığına yer veriyor, Frame, Living, Gioia Casa Derin'den en yeni Türk dizaynı diye bahsediyor, ünlü erkek dergisi GQ tasarımın ilk altısına Derin'in iki tasarımını oturtuyor. Bu başarıda tabii ki Aziz Sarıyer'in rolü büyük. O şimdi Derin'e sadece sanat danışmanlığı yapıp kendi tasarımlarını geliştiriyor, oğlu yönetimi eline almış. Aziz Sarıyer dünyaca ünlü Moroso, Zeritalia ve Cappellini firmalarına da tasarım yapıyor, Ron Arad, Karim Rashid, Christophe Pillet gibi büyük tasarımcılarla aynı kulvarda yer alıyor.
CAMDAKİ İLÜZYON Zeritalia için yeni geliştirdiği raf sistemi inanılmaz şeffaf ve camın tüm güzelliğini yansıtıyor. Cam ile önceden çalışması var mı diye sordum şöyle cevap verdi: "Camda bir ilüzyon var. Varla-yok, gerçekle-hayal arasında bütünleyici bir bağ kuruyor. Camın şeffaflığı, varla-yok oluşu, gelmesi-gitmesi beni tamamlıyor.. "
İtalyan Moroso, 2003 koleksiyonunu Paris'te Tokyo Sarayı'nda bir ay boyunca sergilemiş. Aziz Sarıyer'in "Pause" isimli tasarımı da bu sergide diğer büyük tasarımcıların eserleri arasında yer alıyor. Aziz bey bu sergi için 1 santimlik alüminyum plakadan raf sistemi tasarlamış. "Panellerde kullanılan bu malzeme; kolunuza takıp kaldırabileceğiniz kadar hafif, merdiven gibi üstüne çıkabileceğiniz kadar da dirençli. Moroso Pause'un devamı özel bir DVD konteyneri siparişi verdi: hem televizyon hem de duvara plazmasını koyabileceğimiz seyyar bir set.
Çok büyük sükse yaptı. İtalya Tasarım Konseyi, o sene İtalyan firmaların yaptıkları en başarılı tasarımları seçiyor. Pause, 10 tasarımdan bir tanesi olmuş.." Düşünebiliyor musunuz bir Türk tasarımcı İtalyan firmaya ürün tasarlıyor ve o tasarım binlerce tasarım arasından yılın en iyi 10 tasarımından biri olarak Compasso D'Oro ödülü için finale kalıyor.
MODERNLİKTEN VAZGEÇMEDİ Gençlere cesaret verecek bir konu daha var. Tasarım gurusu Terence Conran Aziz Sarıyer'e bir mektup göndererek 21. Yüzyılın 100 tasarımcısı ile ilgili bir kitap yapılacağını ve Aziz Sarıyer'i de bu yüz tasarımcıdan biri olarak seçtiklerini belirtmiş. Kitap ekim ayında çıkacak. Aziz Sarıyer bunu başarabilmek için yolundan hiç şaşmadı, Türkiye'de klasik mobilyalar satarken o yıllarca direnip modern ve minimal çizgili tasarımları üretmeye ve satmaya devam etti. Oğluyla birlikte Derin firmasını dünya tasarım mobilya firmaları arasına sokmayı başardı. Şimdi de kendi adı ile dünyadaki tasarım firmalarına ürün tasarlıyor ve büyük başarılara imza atıyor.
Ona göre yaptığı iş planlı değil sadece inanarak yüreğinin sesini dinleyerek işine sarılmış. " Tasarımın yeni yönünü sorduğumda "Tasarım ciddi bir patinaj yapıyor. Mobilya ve aksesuar tasarımının moda ve tüketici ile bağlantısı var. Tüketimin azalması söz konusu olduğunda üreticiler bir takım heyecanlar getirmek zorunda hissediyorlar. Bir şaşkınlık dönemi yaşıyor sektör. Şu anda bir boşluk, durgunluk var. Boşluğu bir şekilde doldurmaya çalışıyorlar, o süreyi dolduruşun ismi de "post barok". Bundan 10 yıl önceki dönemde de bir "neo barok" akımı yaşanmıştı. Cam, metal, paslanmaz, pleksi gibi çağdaş ve endüstriyel malzemeler kullanılan post barok çalışmaları görüyoruz çoğu yerde" diye yanıtlıyor Sarıyer. Aziz Sarıyer tasarımcı kimliğinin yanısıra çok şiirsel konuşur. "Tasarım yapmak bana oyun oynamak gibi geliyor, mutlu ediyor. Hayatı gözlemliyorum.
Anlamsızlıklara rağmen beraber yaşamamız sihirli bir rüya gibi ve ben mutlu oluyorum. İçimizden gelen sevgi ve heyecanı yaşamaktan daha güzel birşey olamaz. Hayata hepimiz belli bir pencereden bakıyor, görüyor, o şekilde yargılıyoruz. Bazen mutlu, bazen mutsuz oluyoruz. Rasyonel düşünce bizi korurken yanlış mentalitemizin de devamını sağlıyor, her şeye çok açık net bakmamızı engelliyor. O yüzden bu pencerelerimizi genişletmemiz gerek. Belki de benim baktığım pencere, baktığım açı doğru değil."
Ülkemizi tasarım alanında dünya platformunda hem Derin firması hem Aziz Sarıyer tasarımcı olarak gururla temsil ediyor. Bu da dünya tasarım piyasasının gözünü Türkiye'ye çevirmesine sebep olacak. Nasıl tasarımcı Campana kardeşler Brezilya'da tasarım da yapıldığını dünyanın gözüne soktuysa bizde de aynı şeyler olacak.
|
|
|
|
|
|
|
|
|