DEP'lilere Yargıtay formülü
"BELKİ, DGM'nin bulamadığı çözümü Yargıtay bulabilir..." Bu söz Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e ait. Bakan açıktan söylemiyor ancak beklentisi DGM'nin uygulamadığı Türk Ceza Kanunu'nun 59'uncu maddesinin Yargıtay 9'uncu Dairesi tarafından uygulanması. TCK 59'un ne hükmettiğine gelince: Maddeye göre; kanuni hafifletici sebeplerden ayrı olarak, mahkemeler de fail lehine cezayı hafifletebiliyor. Bir mahkeme, duruşmalardaki iyi halini veya suçu işlediği dönemdeki durumunu göz önüne alıp, bir failin cezasında altıda bir oranında indirim yapabiliyor. Cezaevinde bulunan eski DEP milletvekilleri için de her ne kadar 10 yıldır hapiste yatıyor olsalar da cezaları henüz kesinleşmediği için bu durum geçerliliğini koruyor.
İndirim oranı Anayasa paketi ile bir ay içinde kaldırılması planlanan DGM, eski DEP milletvekilleri için 15 yıl mahkumiyet öngörmüştü. Yeniden yargılama yolunun açılması sağlandıktan sonra da DGM'nin verdiği kararla ilgili tutumu değişmemişti. Eski DEP milletvekilleri de mahkemenin hükmündeki ısrarı üzerine davayı Yargıtay'a götürme kararı almıştı. Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi, eski DEP'lilerin mahkemedeki iyi hallerini göz önünde tutup, TCK'nın 59'uncu maddesindeki hükümden yola çıkarak kararı bozarsa Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak'ın tahliyesi söz konusu olabilecek. Buna neden de eski DEP milletvekillerinin yattıkları süre ile aldıkları ceza arasındaki orandan kaynaklanıyor. Eski DEP milletvekilleri 15 yıl hapis cezası almıştı. Eğer TCK'nın 59'uncu maddesi uygulanmış olsaydı, cezaları altıda bir oranında düşecekti. Yani, cezaları 12,5 yıla inecekti. Bunun da İnfaz Yasası gereği dörtte üçünü cezaevinde geçirmeleri gerekiyordu. Bu durumda, 12,5 yıllık ceza 9,5 yıla kadar düşecekti. Oysa DEP milletvekilleri 10 yıldır cezaevinde bulunuyor. Yani, hapiste bulundukları süre, indirim uygulandıktan sonra cezaevinde kalmaları gereken süreyi çoktan aşmış bulunuyor. Bundan dolayı, Yargıtay'ın TCK 59'dan kararı bozması halinde, eski DEP milletvekillerinin hemen tahliyesi söz konusu olabilecek.
İki ay geciktirdi Hükümet, bu açıdan gözünü Yargıtay'a dikmiş durumda. DGM'nin gerekçeli kararını bir an önce tamamlayıp Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi'ne göndermesi bekleniyor. Eğer DGM, TCK'nın 59'uncu maddesini geçen hafta uygulamış olsaydı eski DEP milletvekilleri de tahliye olacaktı. Böylece Avrupa Parlamenterler Meclisi İzleme Komitesi'nin, "Türkiye'ye uygulanan izleme sürecinin sona erdirilmesine" ilişkin kararı da dün Genel Kurul'da oylanıp tamamlanacaktı. Böylece Türkiye, on yıllardır muhatap olduğu izlemeden de kurtulmuş olacaktı. Oysa Komisyon, DEP davasını gerekçe gösterip raporunun oylanmasını haziran sonuna attı. Böylece Türkiye iki ay daha kaybetti. Haziran ayında AB ara zirvesi bildirisine de olumlu yansıma yapacak bu karar şimdi Yargıtay'dan bekleniyor. Yargıtay'ın vereceği kararın, AB ara zirvesi sonuç bildirgesi için olumlu bir mesaj niteliği taşıyacağı ve ekimde çıkacak olan AB İlerleme Raporu'nu da pozitif yönde etkileyeceği görülüyor. Kıbrıs referandumunda ön almış, demokratikleşmede beklenen adımları atmış Türkiye'nin önüne çıkarılabilecek başka bir malzeme de kalmayacak. DGM'leri kaldıran maddeyi de içeren Anayasa değişikliklerini tamamlamış, uzun süredir eleştiri konusu yapılan DEP Davası'nı da çözmüş Türkiye'nin, Ocak 2005'ten itibaren AB ile tam üyelik müzakerelerine başlaması da kaçınılmaz olacak. Bütün bunları yaptıktan sonra, müzakere tarihi alamaması halinde Türkiye-AB ilişkilerinin hangi noktaya gideceğini ise kimse düşünmek dahi istemiyor...
|