TSK Kanunu ve yarı başkanlık
Milli Egemenlik Haftası dolayısıyla dün Meclis'te düzenlenen Sempozyum'un üç saatlik ilk bölümünde üç tartışma konusu vardı: Yarı başkanlık, TSK İç Hizmet Kanunu ve güçler ayrılığı... Bu tartışmanın tarafları da TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Deniz Baykal idi... Sempozyumun başlangıcına tartış- malar kadar dikkat çekici görüntüler hakimdi. Yan yana oturmalarına rağmen selamlaşma dışında Erdoğan ve Baykal arasında bir tek kelime konuşma geçmedi. Her ikisi de en önündeki üçlü koltukta aralarında oturan Arınç ile kısa süreli konuşmayı yeğledi. Birbirlerine söyleyecekleri sözleri ve karşılıklarını ise kürsüden yollayıp, aldı... Üç tartışma konusuna gelince.. Arınç, Türkiye'de parlamenter yaşamın 128 yıldır devam ettiğini belirterek Osmanlı dönemini de kattı. Tabii Baykal'ın itirazı hemen geldi: "1920 Meclisi, 1876 ve 1908 meclisleri değildir..." Erdoğan laiklik üzerinde durdu, "Milletin yaşattığı farklı inanç ve değerlere devletin eşit mesafede olması gerektiğini" vurguladı. Baykal, Erdoğan'ın tanımlamasına "sadece bu değildir" diye karşılık verip ekledi: "Laiklikte, bir inanç ve dinsel düşüncenin; eğitimi, hukuku ve devlet yönetimini yönlendirmemesi de gerekir..." Bir de "erkler ayrımı" konusunda farklı düşündükleri Erdoğan ve Baykal'ın YÖK ile ilgili sözlerinde ortaya çıktı. Özetle, "Milli Egemenlik ve Siyaset" konusunda iktidar ile ana muhalefet yine uzlaşamadı.
Yarı Başkanlık
Dikkat çekici bir nokta da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın da yarı başkanlık sistemine sıcak baktığıydı. Hatta Arınç'ın Yarı Başkanlık sistemini istediği dahi söylenebilir. Arınç, siyaset kurumunun önündeki en önemli ödevi, "toplumsal mutabakat metni olarak yeni bir Anayasa'ya katkıda bulunmak" olarak açıkladı. TBMM Başkanı, bu aşamada Fransa'dan örnek vermeyi yeğledi. Fransız Anayasası'nın 1789 devriminden sonra "değişik siyasi güçler tarafından" 16 kez değiştirdiğini ve 1958 Anayasası ile toplumsal mutabakatın sağlandığını, siyasetin rahatladığını, kaos içeren politik sancılardan kurtulduğunu vurguladı. "Fransa'da 169 yılda son halini alan Anayasa bizde de bir süre sonra ortak bir konsensüsle son halini alacak, ülkemiz siyasal bir rahatlamaya kavuşacaktır"dedi. Doğrudan söylemedi, ancak Fransa'nın 1958 Anayasası ile "Yarı Başkanlık Sistemine" geçtiği anımsanınca ne istediği de ortaya çıktı.
TSK İç Hizmet Kanunu
Bir başka ilginç nokta da askeri ihtilallerle ilgili dinleyicilerden gelen bir soru üzerine yaşandı. Bir milletvekili, Arınç'ın, askeri ihtilallerden söz ettikten sonra, "128 yıllık parlamenter yaşamımız çeşitli vesilelerle kesintiye uğramış ve yaralı bir parlamento yaşamımız olmuştur" sözüne atıf yaptı. Ardından, Baykal'a, "Askeri ihtilallerin önüne geçmek için Anayasa değişikliğine destek verir misiniz?" sorusunu yöneltti. Baykal'ın yanıtı şöyle oldu: "Askeri ihtilaller hiçbir zaman Anayasa'dan güç almadı. Anayasa'nın suçu yok. Eğer hükümetiniz askeri ihtilale dayanak oluşturan kanunları değiştirmek isterse biz de buna destek veririz." Baykal, dışarı çıkıldığında kastının Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu olduğunu da açıkça söyledi. Yani, TSK İç Hizmet Kanunu'nun, "TSK'nın vazifesi, Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır" diyen 35'inci maddesi... Sempozyum sonrasında Baykal ile telefonda konuşurken sözlerinin ne anlama geldiğini sorduk. "Benim sözüm açık" diye başlayıp ekledi: "Bu konuda ben bir talepte bulunmuyorum, AKP milletvekili böyle bir yakla- şım gösterince, Anayasa cevaz vermiyor, kanun veriyor, o zaman bunu siz Meclis'e getirin dedim, o kadar..." Bu aşamada değişikliğe destek vereceğini söylediğini de hatırlattığımızda Baykal şöyle dedi: "Destek yok, sadece yap getir de görelim diyorum..." Meclis'teki sempozyumdaki konuşmalara bakıldığında, bu haftadan itibaren gündeme gelecek Anayasa değişikliğinin, herkesin üzerinde olumlu görüş belirtmesine rağmen yine sancılı geçeceği görülüyordu.
|