Sezer'in, Gül'e sitemi
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın, TBMM Genel Kurulu'na hitabı öncesinde Meclis kulisleri tıklım tıklım. Dikkat çekici olan, kuliste oturanların yüzde 90'ının mevcutlar değil, eski milletvekilleri olması. Çoğunluğu da 1,5 yıl öncesine kadar koalisyon ortağı MHP ve DSP'liler... Bir yandan çay kahvelerini yudumlarken, hasret gideriyorlar. Bu sırada Meclis'e gelen Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile ayaküstü sohbete başlıyoruz. AB'nin İlerlemeden Sorumlu Komiseri Günther Verheugen'in Kıbrıs Uluslararası Bağışçılar Konferansındaki sözlerini anımsatıyoruz. Verheugen'in, "Kıbrıs'ta çözümsüzlüğün herkese zarar vereceğini, statükonun bölünmüşlüğü derinleştireceğini ve Yeşil Hattın fiilen AB'nin dış sınırı olacağını" söylediğini belirtiyoruz. Gül, keyifli bir havada, "Sözlerini okudum" deyip ekliyor: "Bunları yeni söylenmiyor. Günlerdir biz söylüyoruz." "KKTC'yi tanırız dediler" Gül, bu sözlerin sadece Verheugen tarafından değil, AB üyesi bazı ülkelerinin dışişleri bakanları tarafından da kendisine açıkça ifade edildiğini belirtiyor. "Hatta..." diye söze başlıyor ve kısa bir es verip devam ediyor: "Eğer Rum tarafından hayır yönünde bir oy çıkarsa dışişleri bakanlarından bazıları bana, 'Biz de o zaman KKTC'nin tanınmışlık sürecini başlatırız' dediler. Tabii bu hemen tanıyacakları anlamına gelmiyor, ama uzun vadede tanıyacaklarını açıkça bana söylediler." Bakan Gül, AB üyesi ülkelerin büyükelçileri ile dün toplu olarak yaptıkları toplantıda da durumun kendilerine aktarıldığını belirtiyor ve şöyle diyor: "Eğer ki Rum kesiminden hayır çıkarsa, Kuzey'e uygulanan ekonomik yaptırımların da hemen kalkması gerektiğini söyledik. Bazı ülkeler bu yönde bir hare- ket içinde olacaklarını söylediler."
Sezer'in sitemi Gül ile AKP'nin kullandığı kulise girdiğimizde, Yavuz Donat'ın oturmakta olduğu yere doğru yöneliyoruz. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de Donat'ın yanına gelip oturuyor. Gül ile sohbetimiz burada da devam ediyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Harp Akademileri'nde önceki gün yaptığı konuşma ile Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün basın brifinginde söylediği sözlerini anımsatıyoruz. Her ikisinin de New York müzakerelerinde MGK'da çizilen çerçevenin dışına çıkıldığından yakındığını anımsatıyoruz. Sezer'in, New York müzakerelerinde önemli bir diplomatik atak olan "Dörtlü toplantı" önerisinin yapılmasına ilişkin "onay" kriptosunun, "Anlaşma olmazsa boşlukları Annan doldurabilir" şeklinde Rauf Denktaş'a sunulmasından rahatsızlık duyduğunu aktarıyoruz. Gül, bir süre bizi dinliyor ve şöyle diyor: "Hem Davos'ta, hem New York'ta, hem de Bürgenstock'ta yapılan görüşmelerin tüm kriptoları her gün Sayın Cumhurbaşkanı'na gidip, geldi. Bunda Dışişleri Bakanlığımızın bir kusuru yok." Hemen ardından, "Sayın Cumhurbaşkanı bundan duyduğu rahatsızlığı bana da aktardı" açıklamasında bulunuyor.
Sıkıntı 45 dosyada Sezer'e yanıtının ne olduğunu sorduğumuzda ise şöyle diyor: "Demokratik ülkelerde karar mekanizmalarının nasıl işlediği bellidir. Siyasi otorite olarak hükümet karar verir. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı'nın da yapılanın yanlış olduğu şeklinde de bir itirazı yok. Sadece 'Bu neden böyle oldu?' diyor. Biz de neden böyle olduğunu izah ettik." Dışişleri Bakanı Gül ile sohbetimizde KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın kısıtlamalar (derogasyonlar) ile ilgili çekincelerini aktarıyoruz. Gül, bu konuyu yarın İrlanda'da yapılacak AB toplantısında da gündeme getireceğini belirtiyor. Rumlar'ın, AİHM'de dava açabilecekleri ve kazanacaklarına ilişkin öngörüye karşı çıkıp şöyle diyor: "AİHM hep güçsüz olanın yanındadır. Burada güçsüz olan da Türk tarafı olacak. AİHM bu davalarda tersine de karar verebilir. Bu konuda her iki tarafın da dava açılmayacağına ilişkin verilmiş sözleri var. Bir sıkıntı çıkmaz." Gül bununla birlikte daha önce AİHM'de karara bağlanmış 45 dosya bulunduğunu belirtip devam ediyor: "Asıl sıkıntı AİHM'nin karar verdiği 45 dosyada. Çünkü karar verilmiş, tazminatları hesaplanmamış." Dışişleri Bakanı, bu dosyaların toplam tazminat tutarının da 20 milyon ABD Doları civarında olduğunu açıklıyor. Denktaş gelmeden önce Gül yanımızdan ayrılıp Genel Kurul'a giriyor. Denktaş'ın Meclis konuşması sonrasında da Kıbrıs tartışması kalınan noktadan devam ediyor...
|