Jelatinsiz, kurdelesiz, paket
1982 Anayasası bugün dokuzuncu kez değişikliğe uğrayacak. Anayasa'nın 175'i temel, 16'sı geçici olmak üzere toplam 191 maddesinde yapılan 60 değişikli- ğe, bugün 10 madde daha eklenecek. Bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanacak 10 maddelik Anayasa deği- şikliğinin ise diğerlerinden farkı var. O da; geçmiş yasama dönemlerinde bir ki- şinin aklının ucundan dahi geçirmediği maddelerin bu kez değişecek olması... Bunun başında, 1980 ihtilali ile kurulan Sıkıyönetim Mahkemeleri'nin yerini alan Devlet Güvenlik Mahkemeleri geliyor. Yıllardır, birçok kesimin, "DGM'ye hayır" pankartı ile dolaşıp, önünde slogan attığı DGM'ler, değişiklikle tarihe karışıyor. Bir diğer madde ile de Anayasa'dan ölüm cezaları tamamen ayıklanıyor. Üç yıl önce kaldırılması gündeme geldiğinde üzerinde kıyametler koparılan ölüm cezasının, Anayasal dayanağı tamamen yok ediliyor. Daha da ötesi, ABD, Rusya, Çin gibi devlerin altına imza koymaya dahi cesaret edemediği, savaş ve işkence suçlularının Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına Anayasa ile onay veriliyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi Sözleşmesi'ne daha yeni imza koyan Türkiye, daha ileri bir adım atıp bunu Anayasal güvence altına alıyor. Milletlerarası anlaşmalar, iç hukukun üstünde kabul ediliyor. Askeri harcamaları Sayıştay denetimi altına alınıyor. Paketin ağırlığı Bu maddeler açısından bakıldığında, paketin ağırlığı da ortaya çıkıyor. Hoş, 1995'deki ve 2001'deki 34 maddelik değişiklikleri de bir kenara bırakmamak gerekiyor. Bununla birlikte, ilk görüşmesi bugün yapılacak olan 10 maddelik değişiklik, içeriği ve getirdiği açılım bakımından büyük önem taşıyor. Bu kadar önemli maddelerinde düzenleme yapılıyor olmasına rağmen, Anayasa değişikli- ği farklı bir maddeye odaklanıyor. Kimse DGM'lerin, ölüm cezasının, YÖK'ten askeri üyenin çıkarılmasını konuşmuyor. Tartışma, "pozitif ayrımcılık" olarak da tanımlanan Anayasa'daki kadın-erkek eşitliğine ilişkin 10'uncu madde etrafında dönüyor. Bu tartışma ile Türkiye, demokratikleşmede ne kadar büyük bir aşama kaydettiğini de ortaya koyuyor. Jelatin ve kurdele Aslında, Kopenhag kriterleri açısından bu maddenin değişmesi zorunluluğu bulunmuyor. Çünkü, Anayasa'nın mevcut 10'uncu maddesi kadın ve erkeği kanun önünde eşit sayıyor, cinsiyet ayrımına karşı çıkıyor. Buna rağmen, ilk hazırlığını yapanların deyimiyle, "Türkiye'nin demokratikleşmesi ve kadın-erkek eşitliği ile ilgili yaklaşımında ne kadar önde olduğunu" göstermesi için Anayasa değişiklik paketine konuluyor. Paketin, jelatini ve şık bir kurdelesi olması hedefleniyor. Bu madde ile 1934'te kadınlara seçme ve seçilme hakkını veren Türkiye, "pozitif ayrımcılık" konusunda Avrupa'nın önünde olduğunu göstermek için bir adım daha atmak istiyor. Taslak metinde yer alan "Kanun önünde eşitlik ilkesi, özelliği nedeniyle belirli bir cinsiyet için diğerinden farklı olarak kanuni ve idari düzenlemeler yapılmasını veya başka önlemler alınmasını engellemez" ibaresine AKP karşı çıkıyor. Bu madde partilere "kadın kotası getirir" kaygısı AKP'de baş veriyor. Sonunda alternatif teklifte yer alan bu ibare metin dışı kalıyor. Paketin, jelatini ve kurdelesi sökülüyor, şıklığı gidiyor. Her ne kadar Anayasa Komisyonu'nun AKP'li Başkanı Burhan Kuzu, önergelerle düzenleme yapılacağını belirtse de AKP'nin etkin olan yönetim kadrosu aynı yaklaşımı göstermiyor. AKP'nin etkin yönetim kadrosu kar- şı çıkışını da şöyle gerekçelendiriyor: "Siyasete girmek isteyen kadınlara engel yok. Ama, sırf kadın olduğu için de siyasette yetersiz kalacaklara neden fırsat tanımaya kalkalım." CHP ise AKP'nin yumuşak karnı olarak gördüğü "kadın haklarını" gündeme getirip, yarık kaşa yumruk atar gibi üç gündür bu noktaya vuruyor. Bütün bunlar yaşanmış olsa da 10 maddelik Anayasa değişikliğinin bugün yapılacak ilk oylamasında bir sıkıntı ile karşılaşılma olasılığı bulunmuyor. Hatta, bugüne kadar yapılan 60 maddelik değişikliklerde alınmadığı kadar yüksek bir oy oranı ile bazı maddelerin geçeceği de açıkça görülüyor.
|