|
|
Vatikan'ın neresindensin hemşehrim?!
Nerelisin hemşehrim? En sevdiğim kalıplardan biridir bu. Madem hemşehrin, nereli olduğu belli işte, senin şehrinden! Veya, nereli olduğunu bilmediğin adama niye 'hemşehrim' diyorsun, hemşehrim? Ülkemi seviyorum! Bir ülke düşünün ki, herkes üç aşağı beş yukarı aynı topraklardan geliyor ama neredeyse herkes, kendini farklı, ender bulunan bir kültürden, coğrafyadan geliyormuş gibi anlatmayı seviyor. "Efendim benim dedemin annesi Giritli, onun için bizde çok enteresan bir yemek kültürü vardır!" gibilerinden. Yahu dedenin annesi 200 yıl önce yaşamış. O kadar zaman. Bunun dedenin Artvinli baba tarafı vaar, öteki dedenin, ne bileyim Konyalı annesi var, ötekinin Karadenizli teyzesi var, yemek yapmak istemeyen yeni gelinleri var, fast food kültürü vaar... O Girit usulü yemek tarifleri 1800'lerden beri ailede kaldıysa, vallahi bravo!
BALKANLAR MODAYDI Bir zamanlar sahne ve sanat dünyamızın ünlü kadınlarında Balkanlar'dan gelmiş olma modası vardı. Hepsi ya annenin baba tarafından Yugoslav göçmeni, ya babanın anneannesinin kuzeninden Bulgar falandı ne hikmetse! Hatta yanlış hatırlamıyorsam, Ajda Pekkan, "Ben göçmen olduğum için bazı Türkçe kelimeleri telaffuzum çok zor, bu açığı kapatmak için araya Fransızca, İngilizce serpiştiriyorum" demişti, ilginç konuşma tarzını açıklamak için. Belki de gazeteciler abartmışlardı, günahları boynuna ama o yıllarda da uydurma magazin bu kadar yaygın değildi. Bilmem artık. "Benim anneannem/babaannem Çerkes/Gürcü" ifadesi de yaygındır kadınlar arasında. Çerkes ve Gürcü kızları güzel olur derler ya. Fakat tabii, bu kadarını hiç duymamıştım. Magazin ağzıyla 'sosyetenin tanınmış playboy'larından İlker Mengi, Papa'yla akraba olduğunu açıklamış. Doğrudur, zaten insan böyle bir şeyi istese de uyduramaz. Ben daha çok bir röportaj sırasında konu buraya nasıl gelir, onu merak ediyorum! İlker Mengi, gazeteciyi arayıp "Benim dedem Papa, bunu artık basınla paylaşmak istedim, en beğendiğim gazetesiniz, onun için ilk sizi aradım" mı dedi?
PAPA'YLA AKRABAYIM Eger öyleyse telefonun öbür ucundaki gazeteci, "Tabii tabii, benim amcam da Napolyon" deyip kapatmadı mı? Neden? Veya bambaşka bir konu için röportaja gidildi de, "Hobileriniz nelerdir, İstanbul gece hayatında nerelere takılmak moda" gibi sorular sorulurken, İlker Bey de "Ya, bu arada ben Papa'nın akrabasıyım" veya "Ben gece hayatından anlamam, bana bunlarla gelmeyin, Vatikan'la ilgili sorunuz varsa cevaplayayım" gibi bir cümleyle mi bahsi açtı?! Bana hep "Aslen nerelisiniz" diye sorup, orijinal bir cevap beklerler. "Çerkesim, Gürcüyüm, Yugoslav göçmeniyim, şuyum buyum" gibilerinden. "İstanbullu'yum" deyince de asla tatmin olmazlar.
BİLDİĞİN TÜRKÜZ İŞTE Ben sana nasıl anlatayım şimdi. Bir taraf Ege'li. Uşak, Aydın, falan o civarlardan. Öteki taraf İstanbullu, ama kısmen Ordulu. Zaten onların da birkaç kuşak gerisine gidersen, ühüüü. Türküz işte, bildiğin Türk. Zaten o hava atmak ve orijinal/medeni/güzel/farklı görünmek için söylenen, genellikle palavra, veya yüzde yirmi oranındaki etnik durumlardan da pek hayır gelmeyeceği geçtiğimiz günlerde ortaya çıktı. Bilmiyorum "Aslen Vatikan'lı" vatandaşlar da yakında bir fişlenme olayıyla karşı karşıya kalırlar mı? Belli olmaz.
|