| |
|
|
Başarısızlığın maliyeti
Pazartesi günü Hyundai'nin İzmit'teki fabrikasına gittik. Üretim alanını gezerken laf döndü dolaştı Hyundai'nin sponsorluklarına geldi. Bir arkadaş sordu: "Siz Milli Takım'ı destekliyordunuz değil mi?" Bunun üzerine Genel Müdür Kurthan Tarakçıoğlu'nın yüzünden bir hüzün bulutu geçti. "Hiç sormayın" dedi, "Çok umutluyduk, bir sürü hazırlık yapmıştık ama olmadı işte..."
İlk bakışta Milli Takım'ın başarısını sadece 'ulusal gurur'un ve 'uluslararası spor rekabetinin' bir parçası olarak görüyoruz. Halbuki futbol bundan ibaret değil. Müthiş bir reklam alanı. Trilyonlar dönüyor. Biz ne yaptık? Dünya 3'üncülüğünden sonra Şenol Güneş'i yerinde tuttuk. O ise korktu ve Derwall'in "Büyük bir başarıdan sonra takım hemen yenilenmeli" ilkesini göz ardı etti... Konfederasyon Kupası'nın başarılı gençlerini ikinci plana attı... Eski, yaşlı, doymuş futbolcularla devam etti... Ve Türkiye 2004 Avrupa Şampiyonası'na katılamadı. Sonuç: Hyundai gibi başka şirketlerin de tanıtım bütçeleri revize edildi... Yani sadece futbolcularımızı Avrupa'da izlemenin hazzından değil, aynı zamanda piyasada dönecek paranın yaratacağı değerden de olduk.
|