| |
|
|
Beyin salatasını sever misiniz?
Engin Akın ile Mirsini Lambraki'nin birlikte hazırladıkları 'Aynı Sofrada İki Ülke: Türk-Yunan Mutfağı' adlı kitaptan burada söz etmiştik. Engin Hanım'ın çabasını biliyorsunuz: Özellikle Ege mutfağının unutulmaya başlanan lezzetlerini köylerde, kasabalarda dolaşıp, yaşlı kadınlarla konuşarak kayda geçiriyor. Sonra bu yemekleri birlikte pişiriyorlar. Bazen onlara yeni tatlar ekliyorlar. Mirsini Hanım da aynı şeyi Yunanistan'da yapıyor.
*** Salı gecesi İstanbul Hilton'da ilginç bir organizasyon vardı. Otel yönetimi ile International Wine&Food Society (Uluslararası Şarap ve Yemek Derneği) işbirliği yapmış. Akın ve Lambraki'den bir 'reçete' düzenlemesini istemişler. Sonuçta ortaya Türk ve Yunan mutfaklarının karışımından oluşan bir mönü çıkmış. Yemekte neler mi vardı? Birkaçını sayayım: Girit usulü peksimati (kurutulmuş arpa ekmeğinin üstüne domates, beyaz peynir, zeytinyağı)... Patates ve salatalıkla yapılan hasat salatası... Közde so- ğan... Acılı ezme... Beyin salatası... Kuru patlıcan dolma... Lahana turşulu tavuk... Pekmezli kuzu eti ve pilav... Sütlü incir tatlısı... Fırın helva... Sakız ve gül likörü... Gördüğünüz gibi iki ülkenin mutfağı birbirine çok yakın. Herhalde bir Türk'ün şu dünyada hiç yabancılık çekmeden, sanki evindeymiş gibi rahat edeceği sofra Yunanistan'da kurulan olmalı.
*** Davetliler yemeklere bayıldı. Gecenin en az ilgi gören mezesi ise tahmin edeceğiniz gibi beyin salatasıydı. Kimi sevmediğinden, kimi kolesterol korkusuyla yemedi. Benim içinse büyük sürprizdi. Ne zamandır tatma fırsatım olmamıştı. Hemen bir parça aldım. Çatalla iyice ezdim. Üstüne limon sıktım ve bolca karabiber ektim. Nefisti.
|