| |
Neden evet?
KKTC'de bugün yapılmakta olan referandumda Annan Planı'na bence, Türkiye ve KKTC halkının çıkarları açısından "Evet" denmesi gerekir. Neden "Evet" denmesi gerektiğinin sebeplerini, "hayır" denmesi halinde oluşabilecek muhtemel kayıplara bakarak sıralamak daha anlamlı. "Evet", KKTC'yi sadece dünyaya bağlamayacak, kayıplarını önleyip kazançlarını artıracak.
*** - "Hayır" denmesi halinde ortaya çıkacak durumu şöyle tanımlayabiliriz: - "Hayır" denmesi, Türk Ordusu'nun Ada'daki varlığını tartışmaya açacak. AB toprağında işgalci güç konumuna düşeceğiz. Bu, Kıbrıs sorununu Türkiye-Yunanistan ya da Kıbrıs Cumhuriyeti-KKTC arasında bir sorun olmaktan çıkaracak ve Türkiye ile AB'yi doğrudan karşı karşıya getirecek. Türkiye, AB toprağını işgal etmiş ama AB üyesi olmak isteyen bir ülke konumuna düşecek. - "Hayır" denmesi halinde, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarının KKTC'deki mülkleri ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne açtıkları davalar çok önemli bir sorun yaratacak. Türkiye, Loizidou Davası'nda istenen tazminatı ödeyerek sorumluluğunu kabul etmiş bulunuyor. KKTC'deki bir "Hayır", sıradaki dört bin beş yüze yakın dosya ile ilgili ödenemeyecek tazminatlara yol açacak ve bunların ödenmemesi Avrupa Konseyi'nden dışlanmayı getirebilecek. - "Hayır", Cenevre Konvansiyonu'nun 49. maddesindeki "bir ülkenin topraklarını işgal eden bir devletin, kendi sivil halkının bir bölümünü söz konusu ülkeye yerleştirmesini yasaklayan" maddesinin tartışılmasını da kışkırtacak. Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti bu maddeye daha önceden atıfta bulunmuş ama bu tartışma gündemdeki yerini kaybetmişti. KKTC'den çıkacak yoğun bir "evet" oyu ise Türkiye'nin ve KKTC'nin toplumsal ve siyasal iradesinin bu sorunu çözme konusundaki kararlılığını tescil edecek, uluslararası mevcut siyasal iklimi Türkiye'nin lehine çevirmiş olacak.
*** KKTC'den çıkacak "evet" oyunun, ekonomik sonuçları da siyasal sonuçları kadar yarar sağlayacağa benziyor. Kıbrıs Cumhuriyeti'nden "hayır" oyu bile çıksa, KKTC'nin ekonomik durumu tartışmasız çok daha olumlu bir noktaya taşınacak. Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki kişi başına gelir 17 bin dolara vurmuş iken KKTC'de bu rakam dört bin dolar civarında. KKTC bir memur cennetidir. Çalışan nüfusun yüzde 73.2'si hizmetler sektöründe, yüzde 17'si tarımda ve yüzde 9.7'si sanayidedir. KKTC'ye gelen turist sayısı yılda dört yüz bin iken Kıbrıs Cumhuriyeti'nde bu rakam 2.6 milyondur. "Evet", bu durumu değiştirmek için bir manivela olacak. KKTC'nin AB ile ilişkilerini sıcaklaştıracak, dünya ile arasındaki kopuklu- ğu onaracak.
*** Kıbrıs Adası'nın bir bütün olarak Annan Planı'na "evet" demesi ise KKTC'nin avantajlarını geometrik olarak artırıyor. KKTC halkı zengin, özgür, kimlik sorununu çözmüş, yarınını gören ve planlayan bir düzeye ulaşıyor. Sadece KKTC'nin "evet" demesi ise AB imkanlarının kurumsal olarak KKTC'ye yönlendirilmesini önlese de, sorunların çözümünü şüphesiz hızlandıracak.
*** Bir de tabii "Evet"in, Türkiye açısından çok büyük bir önemi var... Türkiye, AB toprağında işgalci bir güç olmaktan kurtulduğu gibi, AB sürecinde de en büyük güçlüklerden birini aşmış olacak. Türk halkının AB hedefi bıçaklanmaktan kurtulacak.
*** Muhtemelen KKTC halkı yoğun bir şekilde "evet" diyerek hem kendi yarınını, hem de Türkiye'nin yarınını güvence altına alacak. Rum kesimi "hayır" derse, yeryüzü ile ciddi biçimde karşı karşıya gelerek bunalmaya devam edecek. Tabii KKTC'deki "evet", AB karşıtlarının, ganimetçilerin, iç sömürge yanlılarının kısacası statükocuların da tasfiyesine doğru önemli bir virajın dönülmesi anlamına gelecek. Ki bu bile tek başına az bir kazanım değil.
|