| |
Kabadan inceye...
Anketler sandıklar tarafından da doğrulandıysa, AK Parti hükümeti, bir sonraki genel seçimlere kadar halkın desteğini ardına alarak yola devam edecek.. İktidarının geri kalan süresini de ikiye ayırmak gerek... Türkiye'nin kaderinin belirleneceği AB Zirvesi yani Aralık 2004'e kadar olan süre... Ve sonrası...
*** Çağdaş dünyanın bastırmasıyla, Türkiye "çoğulcu demokrasi, hukuk düzeni ve insan haklarına" dayalı bir ülke olmaya çabalıyor... Ancak bu ilkelerden öylesine uzak bir zihniyeti ve mevzuatı var ki bu hiç de kolay olmuyor... Üstelik bir de buna direnen odaklar var... Gene de epey yol alındı... Bundan sonra alınması gereken yolu yığınların daha iyi görmek için Avrupa Parlamentosu'nun geçenlerde kabul ettiği Türkiye Raporu'nu dikkatlice okumak gerekir... Gayri resmi bir tercümesi İktisadı Kalkınma Vakfı web sitesinde bulunan Avrupa Konseyi Türkiye Raporu da, Türkiye'nin "bulunduğu yer" ile "olması gereken yer" arasındaki farkı netleştirmekte... O raporları oluşturan evrensel anlayış, Türkiye'de yerleştikçe çağın gerçek bir parçası haline geleceğiz...
*** Siyasal rejimin hali neyse, ekonomik düzenin hali de o... Piyasa ekonomisi hedefine henüz erişemedik... Epey yol aldık ama gidilmesi gereken uzunca bir yol daha var... Kalbi, şekeri olan bir hastanın günlük hayatını daha rahat sürdürecek bir iyileşme söz konusu ama temel sağlık sorunlarına henüz el atılmadı... AB'nin ekonomik sağlık reçetesi olan Maastrich Kriterleri günlük hayatın hedefi haline gelmedi... O sağlık görüntüsünün sürekli olması için temel sorunların çözülmesi gerek... Yapısal reformlar o nedenle gerekli, tarımın gündeme getirilmesi o nedenle önemli...
*** AB üyeliği Türkiye'nin "toplumsal hedefi" ve "toplumsal rüyası..." Büyük bir yol kazası olmazsa, bu rüya gerçekleşmeye doğru gidiyor... Bu rüya gerçekleştikten sonra Türkiye'nin yerküredeki "özel renklerinin" ne olacağı da şimdiden tartışılmalı... Üretim boyutundaki yerimiz, küreselleşme sürecindeki yerimiz, evrensel kültür haritasındaki yerimiz... Bunlar, AB üyesi olunca daha da önem kazanacak... AB üyeliği bize sağlıklı bir toplum olma imkanı veriyor ama hayatı daha derinlemesine anlamlandırma gene bizim kendi işimiz...
*** 28 Mart yeni bir dönem açıyor... Siyasal iktidar bir yandan AB inşaatının kabasını oluştururken, artık ince inşaatı da düşünmeli... Yakında dört milyon çocuk üniversite kapılarına yığılacak ve onları üniversite sınavından geçirmekte zorlanacağız... Bunun gibi daha köklü bir anlayışla ele almamız gereken onlarca temel sorun var...
*** 29 Mart sonrasını, AB sürecinde demokratikleşmeyi radikal bir şekilde hızlandıran ayrıca da AB standardında bir Türkiye'nin hedeflerini şimdiden düşünen ve hayata geçiren bir dönem olarak yaşamalıyız... Bir sonraki aşamayı gündeme getirmedikçe geç kalıyoruz çünkü... Yaşam Kalitesi Endeksi'nde biz 96., Portekiz 23. ve Yunanistan 24. sıradaysa, bu, biraz da, sorunları ve çözümleri düşünmeyi hep geciktirmemizden.
|