TOBB ve şürekası
Türkiye'nin en büyük kamu iktisadi kuruluşlarından birisi haline gelen, elindeki 57 iştirakle üyeler üzerinde sulta kuran Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile ilgili yeni yasa tasarısı beklendiği üzere birlik içinde sıkıntıya sebep oldu. Daha önce ayrıntılarıyla ele aldığım TOBB'la ilgili yazılara neden ses çıkarılmadığını şimdi kamuoyu daha iyi anlayacaktır. Ama bu dosya, medeni bir ülkeye yakışır yeni yasaya kavuşuncaya kadar kesinlikle kapanmamalı. Kanun zoruyla şirketlerden para toplayıp, keyfi uygulamalarla ve mantığı izah edilemeyen seçimlerle odaların ve borsaların Türkiye'ye değil yönetenlere fayda sağladığı ortada. Bu sebeple yönetimde olanların kazandıkları mevkiden geri adım atmamalarını kimse beklememeli. TOBB ve alt birimlerini yıllardır elinde tutan bir avuç zümreye 'Oyun bitti' demenin zamanı da gelmiş olmalı. Bunun yolu da yeni kanundan geçiyor. Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde kendi arzularına uygun bir çıkış yolu bulamamış olmalarına aldırış dahi edilmemeli... TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun İstanbul'da bir araya getirdiği oda başkanları, seçimle iş başına gelen oda yönetimlerine ilişkin denetimin tasarı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na bırakılmasına da sert tepki göstermişler. Neden? Özerkliklerine müdahale olurmuş. Öyle oda var ki, 15 yıldır bahsettikleri sistemle denetlenmiyor. Bir çoğunun yönetimi yıllardır aynı kişilerin elinde. Özerk değil özel hale gelmişler. Kanun zoruyla şirketlerden para toplayıp, yarı resmi El-Ehram Gazetesi gibi yarım yamalak kamu kurumu hüviyetine bürünüp, sürekli kendilerine yontuyorlar. TOBB ve diğer odaların bulaştığı ticari faaliyetlerden, vatan-millet adına yapıldığı iddia edilen işlerden uzak durması niçin sağlanmıyor? Yani TOBB neden özelleşmiyor? İşin içine para girince, bedeliyle adam satın almak ve iktidarda kalmak kolay oluyor. Yasa tasarısının meslek kollarında 'Müstakil Birlik' şeklinde örgütlenmenin de önünü açması ve bu durumun ileride TOBB'un parçalanmasına ortam hazırlayacağı iddiasına gelince; 'TOBB'un toparlanmış halinden ne hayır görülmüş ki, parçalanmasından endişe ediliyor.' Tabanı temsil etmeyen, işin realitesinin gerisinde olan dedemden kalma 55 yıllık yasayla ancak bu kadar oluyor. Ama milletten para toplayıp yurtdışı gezileri düzenlemekle, kafalarına göre iştiraklere katılmakla iş bitmiyor. Ya odalara üyelik zorunlu olmaktan çıkarılmalı ya da eğer zorunluluk devam edecekse, bu şartlardaki bir başka gelişmiş ülkenin yasa tasarısı örnek alınmalı. Para verenlerin özgür iradesine de ipotek konmamalı. Ülke genelindeki delegelerin seçime katılıp TOBB Başkanı'nı seçmesini bile hazmedemeyen anlayışın demokrasinden nasibini almadığı, sultanlık sistemini arzu ettiği gayet açık. Konuyu sulandırmak için 'TOBB politize olur' yaklaşımlarının ayağı yer basmıyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Bakanı başta olmak üzere bir çok oda başkanı da, TOBB'da odaların etkinliğini azaltacağı gerekçesiyle 'Müstakil Birlik' fikrine karşı. Ama, doğrusu TOBB'un etkinliği değil sektörlerin, büyüyerek etkin hale gelmeleridir. Yoksa, TOBB'un kasasındaki paranın hangi sektöre nasıl harcanacağını, yeni iştiraklere kimler adına sokulacağını kestirmek zor.
|