|
|
Kanser mutfaklarda pusuda bekliyor
Uzmanlar, kanserlerin yüzde 70-80'inin besinlerle ve sigara tüketimiyle oluştuğuna dikkat çekerek, bilinçli hareket etmenin kanserden büyük oranda koruduğunu belirtiyor. Tütsülenen, yakılan, küflenen, kızartılan yiyecekler kanserojen risk taşıyor
* Yediklerimizi kanserojen hale getirmemek için neler yapmalıyız? Uzun süre yüksek ısıda tutulan bol proteinli besinler kanserojen maddelerin oluşumuna neden olur. Eti 35 dakika süreyle ızgara yaparsanız veya beş dakika süreyle kızgın yağda kızartırsanız, kanserojen hale getirebilirsiniz. Eti tek başına yemek yerine sebze ile karıştırarak yemeyi deneyin. Taze sebzeleri yağda kızartmayın, sebze ve kuru baklagilleri yıkamadan yemeyin, pişirmeyin. Yüksek ısıda uzun süre kaynatmayın, ateşe çok yakın tutarak pişirmeyin, tütsü yapmayın. Kuru baklagilleri ve tahılları nemli olmayan yerlerde saklayın. Buzluktan çıkartıp çözdürdüğünüz yiyecekleri, bir kez daha dondurmayın. Küf ve toksin üremiş besinlerden uzak durun. Mangal yapmayın ya da bunlardan vazgeçemiyorsanız, yılda ancak bir-iki kere ile sınırlayın.
* Et ürünleri ve kanser arasında bir bağlantı var mı? Çok et, dolayısıyla hayvansal proteini çok tüketen ülkelerin insanlarında meme, rahim, prostat, kalınbağırsak, pankreas ve böbrek kanserleri, hayvansal proteini az tüketen ülkelerden daha çok görülür. Şeker ve nişastanın kanser yapıcı ya da kanseri ilerletici oldukları yolunda henüz bir araştırma yok, ancak bunlar şişmanlığa yol açtıkları için kaçınmak gerekir.
* Kanser önlenebilir mi? Evet, bütün kanserlerin yüzde 70-80'i besinlerle ve sigara içimiyle oluştuğuna göre, yeterli ve dengeli beslenme, kilo koruma, düzenli egzersiz (günde 35 dakika yürüme gibi), sigara içmeme ve sigara içilen ortamdan kaçma gibi yöntemlerle önlenebilir. Bunun yanında, çevre kirliliği, çalışma yerinin özelliği ve virüslerin neden olduğu kanserleri önlemek zordur. Kanserden koruyucu önlemlerin bir bölümü devleti, diğer bölümü kişileri ilgilendiriyor.
* Siz devlet olarak kansere karşı neler yapıyorsunuz? Bu konuda Avrupa Birliği ile yürüttüğümüz çok ciddi bir çalışma var: Kanser Tarama ve Eğitim Merkezleri Projesi (KTEM). Son iki yıldır 3 milyon Euro'luk bu projeyi yürütüyoruz. 10 Şubat'ta tamamlandı. 11 merkez şu anda aktif halde. Önümüzdeki 3 yıl için 5 milyon Euro daha desteklenme kararı çıktı. Kanseri önleyen her tedbir bu proje kapsamında öğretiliyor. Edirne, Balıkesir, İstanbul, Antalya, Gaziantep, Adana, Trabzon, Erzurum, Ankara, Eskişehir, Diyarbakır'da bulunan bu merkezlerde kanser taramaları yapılırken, öncelikle eğitim veriliyor. Meme ve mesane kanserleri için eğitim yapılıyor. Önümüzdeki üç yılda bunlara 14 merkez daha ekleyeceğiz.
* Türkiye'de kanser ne zaman ortadan kalkacak? Kanser gelecekte yüzde 90'a varan ölçüde yok edilebilecek. Birçok gelişmiş ülkede kanser trendi artık azalmaya doğru yöneldi. Maalesef gelişmekte olan ülkelerde kanser hâlâ bir toplum sağlığı sorunu olmayı sürdürüyor. Önümüzdeki 20 yılda dünyadaki toplam kanserlerde yüzde 300'lük bir artış bekleniyor. Ne yazık ki bu artışın yüzde 75'i ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde olacak. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi olarak hedefimiz Cumhuriyet'in 100. kuruluş yılı olan 2023 yılında, kansersiz bir yaşamı hayata geçirmektir. Meme ve rahim ağzı kanserlerinden ölümü tamamen kaldırıp, akciğer kanserlerinde yüzde 50'den fazla azalma hedefliyoruz. 60 yaş üzeri toplam kanserlerde yüzde 15 azalma hedefliyoruz.
* Şu anda Türkiye'de kanser oranını artıran başlıca etkenler neler? İthal beslenme alışkanlıkları diyebiliriz. Çünkü bizim gibi ülkeler kendi doğru yaşam tarzlarını, özellikle de beslenme alışkanlıklarını terk ederek, kanser riskini artıracak beslenme ve yaşam tarzlarını ithal etmekteler. Şişmanlarda kanser normal kilolulardan daha çok görülüyor. Özellikle; meme, kalınbağırsak ve kan kanserleri şişmanlarda normal kilolulardan daha çok görülüyor. Yağlı besinlerin çok alınması, kanser yapıcı ve ilerletici maddelerin alımının artmasına neden oluyor.
|