Mikropsuz yaşayan bahar alerjisi oluyor
Baharla birlikte polenlerin neden olduğu bahar alerjilerinde artış görülüyor. Uzmanlar; "Steril ortamlarda yaşayanlarda alerjik reaksiyonlar daha sık görülüyor. Enfeksiyonlarla tanışmak lazım" diyor
Baharın gelmesi ile ortaya çıkan polenler, her 100 kişiden 20'sini etkileyen alerjik reaksiyona yol açıyor. "Polen alerjisi"... Kadın erkek demeden, her iki cinsi aynı şekilde etkileyen polen alerjileri, bahar aylarını çekilmez hale getirebiliyor. Kesin tedavisi mümkün olan bu tip alerjiye sahip kişilerin bazı besinlere duyarlı olduğu da saptanmış. Örneğin, çayırlarda bulunan bazı otların polenlerine alerjisi olanların baharatlara, ağaç polenlerine alerjisi olanların ise, kiviye duyarlı olduğu tespit edilmiş.
Mart-Ağustos Riskli "Bitkinin erkek genetik materyalini taşıyan polen, 1973 yılında dünyada ilk alerjen (alerji yapan) olarak tanımlandı" diye söze başlayan Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gönül Adalıoğlu, bitkilerin üreyebilmesi için erkek ve dişi hücrelerin bir araya gelmesinin gerekli olduğunu söyledi. Bu nedenle, erkek üreme organelleri taşıyan polenlerin, özellikle bahar aylarında yoğun miktarda ortama salındığını bildiren Adalıoğlu, "Bu da alerjik reaksiyonların başlamasına neden oluyor" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Adalıoğlu, ağaçların mart ayından mayısa, çayırların nisandan hazirana, otların ise, haziran sonundan eylüle kadar ortama polen saldığını anlattı ve "Ot alerjisi bizde çok görülmüyor. Daha çok ağaçların saldığı polen kaynaklı şikâyetler alıyoruz" dedi. ISAAC çalışması çerçevesinde, toplumdaki polen alerjisinin her yüz kişiden 20'sinde tespit edildiğinin altını çizen Prof. Dr. Adalıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Alerjinin pek çok çeşidi var. Ev tozu, hayvan, besin, polen, sıcak soğuk alerjileri gibi. Gün geçtikçe alerji hastalıklarında artış olduğu doğru. Bunun nedenlerini açıklamak için bazı hipotezler ileri sürülüyor. Özellikle, insanın topraktan ve doğal ortamdan uzaklaşması, en kuvvetle desteklenen görüş." Birçok alerji çeşidi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gönül Adalıoğlu, bunların yaşa göre de değişebildiğini söyledi. Bebek ve çocuklarda daha çok besin alerjisi görüldüğünü kaydeden Adalıoğlu, "Zamanla bu alerjiler yerini başka alerji tiplerine bırakıyor" dedi. Besin ve polen alerjisi arasında bir ilişki olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Adalıoğlu, "Örneğin ot polenlerine hassas olanlar, baharat, elma ve bibere, ağaç polenlerine alerjisi olanlar ise, kiviye hassas" şeklinde konuştu.
Enfeksiyonla Tanışın Alerjik reaksiyonların mikrop ve alerjenler ile temas etmeyen kişilerde daha sıklıkla görüldüğünü açıklayan Adalıoğlu, "Enfeksiyon geçirmekten korkmayın" dedi ve şöyle devam etti: "Eğer vücut enfeksiyonlarla karşılaşır ve salgıladığı antikorlarla bağışıklık kazanırsa, bu tip reaksiyonlar geliştirmiyor. Vücut enfeksiyonla karşılaşmamış, antibiyotikle tanışmamışsa, alerjenlerin vücuda girmesi ile bağışıklık sisteminin alerjik reaksiyonlar vermesi kaçınılmaz olur. Enfeksiyonlar ile tanışılmalı. Örneğin çok çocuklu ailelerde son doğan çocuklarda daha az alerjik reaksiyona rastlıyoruz. Erken yaşta enfeksiyonlarla tanıştıkları için daha az hastalanıyorlar." Havada bulunan polenlerin, solunum yolu ile önce göz ve buruna yerleştiği için, belirtilerin bu bölgelerde ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Gönül Adalıoğlu, bunları şöyle sıraladı: "Polen alerjisinde baharda burun tıkanıklığı, aksırma, su gibi burun akıntısı ve burunda kaşıntı, nefes almada zorluk, ağızdan nefes alındığı için boğazda kuruma görülür. Gözler ise; kanlanır, kaşınır ve sulanır. Cildin polenle teması sonucunda, ciltte ürtikere benzer döküntüler olabilir. Bazen egzama dediğimiz kalıcı döküntülere de rastlanabilir."
Alerji Testi Yapılması Şart Vücudun hangi alerjene duyarlı olduğunu alerji testleri ile belirlediklerini kaydeden Prof. Dr. Adalıoğlu, şunları kaydetti: "Polen çeşitleri, kolun iç yüzeyindeki deri kısmına ince iğneler vasıtası ile temas ettirilir. Derinin verdiği reaksiyon ölçülerek alerjen belirlenir. Deride kaşıntı ve kızarıklık yapan maddenin alerjik reaksiyona neden olduğu kesinlik kazanır. Ayrıca, alerjik reaksiyonlarda vücudun salgıladığı bazı maddelerin kandaki değerlerini ölçmek gerekir." Alerjiden korunmanın yolunun, dokunan maddeden uzaklaşmaktan geçtiğini vurgulayan Adalıoğlu, diğer tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı: "Antialerjik ilaçları belirtiler ortaya çıkmadan önce kullanmak daha etkili tedavi sağlar. Burun spreyleri ile burundaki sorunlar giderilebilir. Doktorun önerdiği tedavi şekline riayet etmek çok önem taşır."
|