Borsanın en büyüğü çekiliyor, şapkayı önümüze koyup düşünme zamanıdır
Global Menkul Değerler 1993- 2002 arasında İMKB'nin hisse senedinde en çok işlemi yapan aracı kurumuydu. Dün borsaya bir açıklama göndererek, holding şirketi olarak yeniden yapılandığını, sermaye piyasası faaliyetlerini kurulacak yeni şirkete devretmeyi planladığını bildirdi. Kurulacak yeni şirkete, bilanço varlığının en az yüzde 15'i tahsis edilecek. Global, bir aracı kurum değil, bir holding olarak faaliyetini sürdürecek. Bu, İMKB için ciddi bir gelişme. Çünkü Global, bu piyasanın 10 yıldır en çok işlem hacmini yapan, Türkiye piyasasını yabancılara açan, yabancıları Türkiye'ye getiren aracı kurumu. Bu piyasadan iyi para kazandığı bilinir. Şimdi faaliyet alanını genişletirken, borsayı tek uğraş alanı olmaktan çıkartıyor. Sadece borsa faaliyeti Global'e dar gelmiş olmalı ki, başka alanlara girme gereğini duyuyor. *Birincilerin kaderi mi?- Böyle bir gelişmenin iki sonucu olabilir. Birincisi, İstanbul Borsası'nda işlem hacminde rekor kıranların şu yada bu şekilde piyasadan çekilmelerine Global farklı nedenle de olsa katıldı. İMKB'nin ilk üç yılında en çok işlemi yapan Semih Menkul Değerler'i SPK kapadı. Ardından birinciliğe AOG yükseldi, o da 1994 krizinde battı. Pamukbank ise 2001 krizinde gitti. Daha sonra iki yıl üstüste birinci gelen Çarmen de 1994'de battı. 1993-2002 arasında 10 yıl süreyle birinci olan Global ise faaliyet alanını genişletiyor. Burada Global'e kadar birinci gelenlerin batması, Global'in de faaliyet alanını borsa dışına çıkarmasının nedenleri farklı olabilir. Batanlarda mutlaka yapılan hatalar vardır. *Komisyonlar düştü- Ancak birinci gelirken faaliyet alanını değiştirmek oldukça düşündürücü. Zaten daha önce Tekfen Yatırım sermaye piyasası faaliyet belgelerini satmadan SPK'ya iade etti, Tekfen Leasing ile birleşerek kendini tasfiye etti. Yani mali piyasalarda faaliyet için var olan bir banka, bu piyasaların bir bölümünden çekildi. Neden acaba? Nedenlerden biri artık bu piyasada iş olmaması. İMKB'nin başlangıç yıllarında komisyon oranları binde 10 veya yüzde bir düzeyindeyken binde 5'lere indi, ardından on binde 5'e düştü. Hatta komisyon iadeleri başladı. Yani aracı kurumlar aracılıktan kar edemez hale geldiler. İşlem hacmi daralırken komisyonlar giderek düştü. *Yatırımcılar azaldı- Nedenlerden ikincisi, yatırımcı sayısının azalması. 1 milyon 360 bine kadar çıkan aktif yani işlem yapan yatırımcı sayısı 912 bine geriledi. Türkiye'de yatırımcı sayısının azaldığı bir dönemde, dünya sermaye piyasaları da yeniden yapılandı. Şirketlerin temettü dağıtması yeniden önem kazandı. Başta en gelişmiş piyasalara sahip Amerika olmak üzere, bu konuda teşvik edici ve zorlayıcı önlemler alındı. Türkiye'de ise ancak 2003 yılı için böyle bir önlem getirildi ve yüzde 20 temettü dağıtılması kararı alındı. Sermaye piyasalarının yapılanmasında Türkiye geride kaldı ve yatırımcı sayısının düşmesini önleyemedi. *Kurumsal yönetim yok- Yine dünyada şirketlerde şeffaflaşmayı, kurumsallaşmayı, etkin yönetimi sağlayacak corporate governance (kurumsal yönetim) ilkeleri benimsendi ve uygulamaya geçirildi. Türkiye'de bu konuda adımlar atıldı, ancak geçmişin izlerini hemen silmek mümkün değil. İnsanlar kendi mali olanakları ölçüsünde Koç'a, Sabancı'ya ortak olma imkanları varken, hala gidip gayrimenkul alıyor, döviz yatırımı yapıyor. Buna yol açan nedenler üzerinde şimdiye kadar gereğince durulmadı. Bunları konuşmanın, tartışmanın vakti belki de geçti. Ancak bu aşamaları geçmeden de, bir şey yapılamayacak. Şapkayı önümüze koyup düşünmenin zamanıdır. *Sonuç- "Gölge nereye düşerse düşsün, bir bedenin varlığını gösterir" Latin Atasözü
|