Doların düşmesi de, yükselmesi de zor
2001 krizinden sonra geçtiğimiz dalgalı kur sisteminde kurun seviyesi ekonominin önemli sorunlarından biri oldu. Coğrafyası oynak, siyaseti oynak, ekonomisi oynak ve mali piyasaları oynak bir ülkede, kur serbest bırakıldıktan sonra tam olarak oynattı.
2002 Genel Seçimleri'ne kadar Merkez Bankası doğrudan müdahalelerle satıcı oldu. Yani doların yüksekliğine müdahale etti. 2003 yılı başında tek bir satış müdahesi dışındaki tüm müdahaleleri ise alım yönündeydi, yani kur daha fazla düşmesin diye. Geçen hafta dolar 1.300 bin liraya yaklaştığında tam üç yıl önceki düzeyine geri döndü. Bu da Merkez Bankası'nı harekete geçirdi.
-Sanayi rahatsız: Aslında kurun düşüşünden en büyük rahatsızlık reel kesimde. Dün de işlediğimiz gibi, kurun düşmesi karşısında sanayi özellikle ara malı ihtalatını hızlandırdı. Çünkü düşen kurlar üzerinden ara malını ithal etmek fiyat avantajı sağlıyor. Bu da sanayiye ara malı üreten sektörleri ve şirketleri vuruyor. Hatta ekonominin yüzde 5.9 büyüdüğü bir yılda istahdamda artış değil, 200 bin kişilik azalma oldu, işsizlik oranı yüzde 10.3'ten yüzde 10.5'e yükseldi.
İhracatçı rekabet gücünü yitirmekte. Kurun düşmesi ihracatı, hatta ithalatı artırarak yurtiçi üretimi ve istihdamı vuruyor. Dolayısıyla kurun daha aşağılara gitmesi halinde yaratacağı bu olumsuzluğun şiddeti de artıyor. Burada tam bir sıkışmışlık var.
-MB alıyor, halk satıyor: Ancak enflasyonla mücadelede ve neredeyse yarısı dövize endeksli olan iç borçların çevrilmesinde, doların düşüşü kamu kesimine ve hükümete büyük avantaj sağlıyor. Dolayısıyla müdahale veya başka bir şok olayla kurun çok yükselmesi, bu iki ana soruna yaptığı katkıdan dolayı, kamu kesimi tarafından pek de istenmiyor. Özel sektör kurun yükselmesini istiyor ama yükseldiği zaman da hemen kendi dövizini bozduruyor. Dolar hafif başkaldırdığında satışlar geliyor. 1.300 bine geldiğinde Merkez Bankası'nın alımları ile yukarı dönen dolar 1.350 bine geldiğinde piyasanın ve vatandaşın satışları ile karşılaşıyor. Çünkü dövizden TL'ye geçmek için kurların biraz yükselmesini bekleyen çok tasarruf sahibi var. Altta kamu alışı, üstte vatandaş satışı ile kur bir süreliğine belli bir bantta sıkışık bir seyir izleyebilir de.
-Ortası yok: Ama bu dövizdeki sıkıntımızın bittiği anlamına gelmez. Doların yukarıya çıkışı iç borç ve enflasyon nedeniyle kamu kesiminin, aşağıya düşüşü de sanayicinin ve ihracatçının, döviz kazanıcı diğer sektörlerin işine gelmiyor. Bunun bir ortası da, Türkiye gibi oynak bir ülkede bulunamıyor. Bu kur sisteminde ve bu yapıda bulunması da zor görünüyor.
-Sonuç: "En iyisi, ortasıdır" Hz. Muhammed
|