İzmir'in kızları
Seçim öncesi televizyon kanallarında belediye başkan adaylarının arzı endam ettiği gecelerden birinde, ekranda AKP İzmir Belediye Başkan Adayı Taha Aksoy'u, üniversite öğrencilerinin sorularını yanıtlarken görmüş ve takılmış kalmıştım. Bazı öğrenciler, İzmir adayına soru sormak yerine, ele geçirdikleri platformu "parasız üniversite" taleplerini dile getirmek için kullanıyorlardı.. Bazı öğrenciler ise "sıkıştırıcı" sorularla "AKP'nin ne kadar takiyeci bir parti olduğunu" kanıtlamaya çalışıyorlardı.. Sıradan, alışılmış, orta sınıf bir geyikti yapılan anlayacağınız.. Tam kanal değiştiriyordum ki, en arka sıradan bir öğrenci, (Ece Ayhan'a rahmet diliyorum), yüzünde "ders çalışmadan zekasıyla işi idare eden öğrenciler"e özgü muzip bir gülümsemeyle ayağa kalktı ve şu "can alıcı" soruyu sordu AKP İzmir adayına: "İzmir'in kızları güzeldir diye yaygın bir kanaat var.. Acaba İzmir'deki güzel kızların sayısı, İzmir'in nüfusuna göre mi belirleniyor, yoksa nüfus hesaba katılmadan mı?" Soru buydu.. Program sunucusu, "Nereden çıktı şimdi bu?" kabilinden bir-iki itiraz edecek oldu ama devreye hemen Taha Aksoy girdi. Aksoy, önce "Konunun uzmanı gibi mi görünüyorum?" dedi, ardından da şu hoş yanıtı verdi: "Uzman değilim ama benim iki kızım var, ikisi de çok güzel". Uyuyan gözler açıldı, salon alkıştan inledi..
*** Burada kalsa ne iyi olacaktı! Ama beklediğim gibi oldu ve kalmadı.. Aksoy'un kızları, seçime üç gün kala çıktılar meydana.. Babalarının seçim kampanyası için İzmir caddelerinde broşür dağıttılar. Özel olarak çağrılmış gazeteciler, fotoğraflarını çekti. O fotoğraflar, gazetelerin birinci sayfalarını süsledi.. O fotoğraflara bakarken "bu işin arkası gelir" demiştim. Çünkü, "renkli göz, sarı saç, iyi fotoğraf, AKP, çağdaş imaj, takiye, İzmir, türban" filan gibi sözcükleri akla getiren bu olaydan iyi haber çıkardı.. Üstelik olayın görselliği de tamdı. Beklediğim gibi oldu ve işin arkası geldi! Şimdi gazetelerin pazar ilavelerinde Taha Aksoy'un iki kızından geçilmiyor.
*** Şikayetçi filan değilim, yanlış anlaşılmasın.. Ben, daha çok "İzmir'in kızları"na dair sorulan soruya verilmiş o hoş yanıtın tadında bırakılmamasına üzülüyorum. Milletçe abartma hastalığı içinde olduğumuz gerçeğiyle bir kez daha yüz yüze gelmekten yakınıyorum. "Herkesin 15 dakikalığına şöhret olacağı medyatik düzen"e Taha Aksoy'un kızlarının da teslim olmasına hayıflanıyorum..
*** Ayrıca beni bir merak da sarmış durumda: "CHP'nin son kalesini bu kızlar da düşüremediyse kim düşürecek?" sorusuna yanıt aramadan duramıyorum. Aman, kafaya taktığım şeylere bakın! Ne yazıyordu İzmir'de yol kenarındaki reklam panosunda: "Şehir güzel, kızlar güzel, jantlar neden güzel olmasın?".
|