Nafile çaba
Mustafa Sarıgül, CHP'nin başına geçerse ortalığın tozunu attırırmış. Ben de "sözüm ona inançlı kesimin kalemi" olarak bu durumdan fena halde korkuyormuşum. Bu nedenle Mustafa Sarıgül'ü camiye, ezana, Müslümana gösteri yapmakla suçluyormuşum. Hıncal Uluç, dün bunları yazdı.
***
İşte yine nafile bir çabanın peşindeyim: Hıncal Uluç'a kendimi anlatmaya çalışıyorum: BİR: Hıncal Bey! "Sözde" ya da "gerçekte", ben ne inançlı kesimin, ne de inançsız kesimin kalemiyim. Lütfen beni kategorize etmekten, bölmekten, çarpmaktan ve de tanımlamaktan artık vazgeçin. İKİ: CHP'nin başına filanca geçecekmiş, bu AKP'nin işine yaramazmış! Hıncal Bey! Biliyor musunuz: Bunlar beni zerre kadar ilgilendirmiyor. En azından sizi ilgilendirdiği kadar bile ilgilendirmiyor. İster inanın, ister inanmayın! ÜÇ: CHP'nin efsane lideri İsmet Paşa, miting meydanlarında dini mesaj olarak sadece "Allaha ısmarladık" sözüyle yetinirdi. Ve bugün CHP'li Sarıgül, cemaatle sabah namazı kılıyor, cami cemaatinin hayır dualarını alıyor ve dozu hayli yüksek İslami mesajlar veriyor. Usta gazeteci Hıncal Uluç! Buradan bir 'haber kokusu' gelmiyor mu? Haber değil mi bu? Ne yapsaydım yani, haberi görmese miydim? "Sarıgül, Hıncal Uluç'un CHP genel başkan adayı, aman dikkatli olmalıyım, cıss!" filan mı deseydim? DÖRT: Benim Sarıgül'ün dini mesajlarından memnun olmadığımı nereden çıkardınız Hıncal Bey? Dine saygı tabi ki AKP'ye verilmiş bir hak değil. CHP'liler de din konusunda duyarlı olabilir. Olsunlar! Buyursunlar, Sarıgül'ü başkan yapsınlar! O da dine saygı konusunda AKP ile yarışsın! Ne güzel! Niye bundan rahatsız olayım ki? BEŞ: Şişli'de belediye seçimlerinde halkın karşısına iki aday çıktı: CHP'li Sarıgül ile AKP'li Muhsin Divan. Yaşam tarzları, yaklaşımları, dünya görüşleri arasında fark olmayan bu iki aday arasında seçim yapmak durumunda kalsaydım Mustafa Sarıgül'ü seçerdim. Adam Teşvikiye'ye iyi hizmet getirdi, dine de saygılı. Bir seçmen olarak daha ne istenir ki? Muhsin Divan babamın oğlu filan değil. Kendisini hiç tanımam. Bu arada Tayyip Erdoğan da babamın oğlu değil. ALTI: Mustafa Sarıgül, bölgesindeki camilere götürdüğü hizmetin benzerini kilise ve sinagoglara da götürdü. Bu doğru. Bunu yazmalıydım, bu da doğru. Hıncal Bey, sizi ikna etmek ile "atomu parçalamak" arasında zorluk açısından bir fark olmadığını biliyorum ama yine de bunu kasıtlı olarak gizlemediğimi belirtmek istiyorum. Eğer Sarıgül'ün her kesime eşit hizmet götürdüğünü gizleme çabası içinde olsaydım, onun cem evlerine önem verdiğini de gizlerdim, olup biterdi. YEDİ: Yazınızın bir bölümünde benden şöyle söz ediyorsunuz: "Ahmet Hakanlar'ın ondan fena halde korkmaları..." Ne oluyoruz Hıncal Bey? Ne demek "Ahmet Hakanlar"? Şimdi size insanın muamma olduğunu filan anlatacak değilim. Ama eğer "Ahmet Hakanlar" varsa, bilin ki "Hıncal Uluçlar" da vardır ve isterseniz bu bahse hiç girmeyelim, zira bazılarına "ürkütücü" gelebilir. SEKİZ: Ha, unutmadan haber vereyim: Sizi çılgına çeviren yazım nedeniyle "CHP genel başkan adayınız" Mustafa Sarıgül beni aradı ve şöyle dedi: "Beni çok iyi anlatmışsın, teşekkürler". Kendisiyle bir görüşün isterseniz, Hıncal Bey!
|