Çözümün anlamı
Önümüzdeki haftalarda Kıbrıs, gündemin hep başlarında yer alacak. KKTC'yi kurtarılmış topraklar olarak değerlendiriyorsanız o statüyü bozacak her gelişme kabul edilemez kategorisinde sayılır. Kıbrıs müdahalesi adada yaşayan Türkler'in etnik temizlik ve kıyımdan kurtarılması amacıyla yapılmış uluslararası hukuka uygun bir müdaheledir diyenlerdenseniz, bir çözüm o haklı müdaheleyi taçlandıran gelişmedir. Kuşku yok ki Türkiye ve KKTC yönetimi, Annan planında her istediğini elde etmedi. Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan da kendi isteklerinin gerisinde bir anlaşmayla karşı karşıya kaldı. Kendileri dışındaki herkesi aptallıkla itham ederek Rumlar'ın aslında plana bayıldığını söyleyenler gene en hafifinden olayı saptırıyor ya da zamanında yaptıkları yanlış analizi sürdürerek hatalarını kabulden kaçıyor. Tıpkı müzakerelere oturulmasına karşı direnmelerinin Türkiye'ye neler kaybettirdiğini kabullenmekte direndikleri gibi.
Kurucu ortak oluyor Annan Planı sonucunda Rum kesimi, ada üzerindeki yönetim hakkını siyasi eşiti Türkler'le paylaşmak zorunda kalıyor. Kıbrıs Türkleri'ne ait, kararlarını bağımsız ve egemence alacak bir Kıbrıs Türk devleti, yeni Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurucu ortağı oluyor. İki kesimliliğin özellikle siyasi anlamda korunması yönünde Türkiye masada önemli kazanımlar elde etti. Sonuçta ancak sembolik bir anlamı olsa da Türkiye'nin AB üyeliğinden sonra bile adada Türk askeri kalması kabul edildi. Mülkiyet konusunda da Hürriyet'te Sedat Ergin'in detaylarıyla yazdığı gibi bizzat Serdar Denktaş tarafından hazırlanıp Rauf Denktaş tarafından onaylanmış bir model plana büyük ölçüde girdi. Tüm bunların kalıcılığı ise AB müktesebatına aykırı düzenlemelerin değiştirilmemesine bağlı. Bu da Annan planının AB birincil hukuku haline getirilmesi gerekiyor. Başbakan Erdoğan'a gönderdiği mektupta Kofi Annan, Verheugen'in kendisine şu taahhüdü verdiğini yazıyor: "Bundan öteye, Avrupa Komisyonu, AB hukuk sistemi içinde bütün taraflara birincil hukukun oluşturulmasıyla sonuçlanacak ve hukuki kesinlik ve güvenlik sağlayacak nihai bir sonucu gecikmeksizin çıkarmayı taahhüt eder"
Türkiye açısından başarı Ayrıca bazı kaynaklar AB'nin anayasanın kabulü ya da Romanya ve Bulgaristan'ın katılım anlaşmaları metinlerine Annan planını da ekleyerek parlamentolarda onanmasını sağlama taahhüdünde bulunduğunu da ekliyor. Bu anlaşma Türkiye açısından bir başarı, hükümet açısından bir sayisi sorumluluk ve cesaret örneğidir. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, günün siyasi koşullarını doğru değerlendirerek Türkiye'nin çıkarına bir adım attı. Bazı emekli diplomatların hem hükümetin, hem de halen görevde bulunan, bir kısmı tüm hayatlarını Kıbrıs konusuna adamış meslektaşlarının Türkiye'nin çıkarlarını gözettiklerinden şüphe etmelerinde ise akla sığacak bir boyut bulmak herhalde mümkün değildir.
|