* Bira kapaklarıyla yaptığınız kampanyalar da yasaklandı. Nasıl yorumluyorsunuz? Hayal kırıklığına uğradığımız bir başka konu da bu. Tüketicinin seçme özgürlüğüne saygı duymak lazım. Biz hiçbir şekilde ürünümüzü tanıtamazsak, tüketicinin dikkatini çekemezsek nasıl satış yapabiliriz, nasıl tüketiciye seçim yapma şansı veririz?
* Türkiye'de çalışmaya bir yıl önce başladınız. İlk geldiğinizde içinizde az da olsa bir korku oldu mu? Ne de olsa ülkeyi daha muhafazakar bir hükümet yönetiyor ve siz de bira üreten bir şirketin CEO'su oluyorsunuz... Aslına bakacak olursanız, hükümetin negatif taraflarından ziyade pozitif taraflarını görmeyi yeğledim. 2003 yılında Türkiye'nin ekonomisinin iyileşmesine tanık oldum. Hükümet, enflasyonun dramatik bir şekilde düşürülmesinde başarılı oldu. Türk Lirası da uzun bir zamandır istikrarını koruyor. Bütün bunlar sağlıklı ve ben hükümetin çok iyi iş yaptığını düşünüyorum. Tabii bizim sektöre bakacak olursam, hükümetin bu sektör için bir şeyler yapması gerektiğine inanıyorum. Türkiye'nin AB'ye girme konusunda kararlı bir ülke olduğunu bilerek geldim ben buraya. Yine hükümet bu konuda da gerçekten büyük efor gösteriyor. Korkmadım o yüzden. Ama şimdi hükümetten Avrupa ekonomi dünyasının beklediği reformları gerçekleştirmesini bekliyorum. Gelirken, hükümetin böylesine bir vergi artışı yapacağını asla tahmin etmemiştim.
* Daha önce Rusya'da çalıştınız. Bira içme alışkanlıkları açısından iki ülkeyi karşılaştırabilir misiniz? Rusya'dan sonra Türkiye'de çalışmak iyi geldi mi? Her şeyden önce Ruya'da 150 milyon insan yaşıyor. Türkiye'de 70 milyon. Rusya'daki komünizm yüzünden ülkede sadece bir bira markası varmış. Raf ömrü 7 gün olan son derece düşük kaliteli bir bira yani. Biranın imajı da bu yüzden Rusya'da kötü. Pazar ekonomisine geçince bira üretmek için büyük yatırımlar oldu ülkede. Şimdi dünyada bira tüketiminde ve üretiminde en hızlı büyüyen pazar haline geldi. Yüzde 20 oranında pazar büyüyor her yıl. Biranın kalitesi de yükseliyor. Benim için Türkiye'de çalışmak çok keyifli. Özellikle iklim koşullarını düşünecek olursam, son derece soğuk bir ülkeden İzmir'e gelmek bana çok iyi geldi. Bu ülkenin sebzelerine, meyvelerine ve özellikle de balıklarına bayılıyorum. İnanılmaz lezzetli.