Çoğunluk hisse yüzünden Koç'un ortaklığını reddetti
Adana'da Sapmaz Ailesi ile bir polyester elyaf fabrikası kurmak için yola çıkan Sabancı'ya, Koç'un öncülüğünde İstanbullu bir grup ortaklık teklif eder. Ancak İstanbullular çoğunluk hisse ve yönetimi isteyince görüşmeler yarıda kesilir.
Sakıp Sabancı'nın Akbank'ta stajyer olarak başlayıp Bossa Un Fabrikası'nda devam eden iş yaşamı, Türk sanayisi için önemli bir dönüm noktasının da başlangıcı oldu. Baba Hacı Ömer'in 1966'da vefatının ardından, ağabeyi İhsan'ın iş hayatıyla ilgilenmemesi nedeniyle topluluğun işlerini üstlenen Sabancı'nın kardeşleriyle aldığı kararlar, Türk sanayisinin teknoloji ile tanışmasının da ilk adımlarıdır. Sabancı Topluluğu'nun kurduğu Sasa, Lassa, Kordsa, Pilsa gibi tesisler bu gelişmenin ilk örnekleri sayılabilir. Sabancı bir anlamda dokuma tezgahlarına bile teknolojinin girmesini sağladı. Çocukluğunu, kendi deyimi ile 'limanlara dolu gelip boş giden yabancı gemileri seyretmekle' geçiren Sabancı'nın sanayiciliğe bu kadar önem vermesinde yaşadıklarının büyük etkisi var. Sabancı, Türk sanayisinin emekleme dönemini şöyle anlatır: "Bizim nüfus kağıtlarımız iç kapakları üçer metrelik basma, kaput bezi ve divitin tahsislerine ait muhtarlık mühürleriyle doludur. Çocukluğumuz, limanlara dolu gelip boş giden yabancı gemileri seyretmekle geçti. Bugün ihraç mallarını taşıyacak vasıta bulamayanların şikayetlerini olağan karşılıyoruz. Avrupa ülkeleri tekstil ürünlerimizin rekabetini önlemek için sınırlamalar getiriyor. Çok eski değil, 1940'larda babamız Hacı Ömer'in Adana'da pamukyağı tesislerine bir değirmen ilave etme teşebbüsü ciddi bir sanayi atılımı olarak görülüyordu. Türkiye tekstil sanayi 1950'lerde uyandı, 60'larda emekledi, 70'lerde serpildi, 80'den sonra koştu."
'SA' KARDEŞLERİN İLK TESİSİ Hacı Ömer, oğullarına bir nebati yağ, bir çırçır bir de un fabrikası bıraktı. Bunlar daha çok pamuk ve pamuğa dayalı, ileri teknoloji gerektirmeyen işlerdi. Sabancı kardeşler ise, babalarının birikimini teknoloji ile birleştirdi. İlk kurulan fabrika Sasa, bu dönüşümün ilk örneği oldu. En küçük Sabancı olan Özdemir Bey, İngiltere'de kimya eğitimi görüyordu. Özdemir'in de ısrarı ile polyester elyaf üretimine karar verildi. Ancak aynı dönemde Güney Sanayi'nin sahibi ve aynı zamanda Sabancılar'ın da dünürü olan Sapmaz Ailesi polyester elyaf fabrikası kurmak için Odalar Birliği'nden lisans alıp Almanya'dan 150 bin marklık makine sipariş vermişti. Sabancılar da 220 bin liralık lisans alır. Sonra iki aile rakip olmaktansa bir fabrika kurmanın daha akıllıca olacağına karar verir ve Sapmaz'ın 'sa'sı ile Sabancı'nın 'sa'sı biraraya gelerek Sasa'yı oluşturur.
SİZ BU KEK'İ YER BİTİRİRSİNİZ Adana'da bunlar olurken, İstanbul'da bir polyester elyaf fabrikası kurmak için Koç, Edin, Mermerci ve Akın Aileleri'nin Kimya Endüstri Kurumu (KEK) projesini hayata geçirmeye çalıştığı haberi gelir. Sabancı, 'İşte Hayatım' kitabında bu olayı şöyle anlatır: "Bu hareketin İstanbul gibi büyük bir pazarda ortaya çıkması, malı kullanacak büyük tesislerin hemen tamamının Koç'un şemsiyesi altında toplanmaları bizi ürküttü ama yıldırmadı. Biz 'ne yapacaklar?' diye beklerken onlardan ortaklık teklifi geldi. Büyük Ankara Oteli'nde bir toplantı yaptık. Vehbi Koç'un ününü, yaptıklarını bilir, uzaktan izlerdim. Ama Vehbi Bey'i ilk defa bu toplantıda gördüm. KEK'çilerin teklifi çoğunluk hisseye ve dolayısıyla yönetime hakim olmaktı. Ben, Sasa olarak yönetime ve çoğunluğa hakim olursak birleşme yapabileceğimizi söyledim. Baktım ki, çok yukarıdan alıyorlar, hiç unutmam, olmayacak bir söz söyledim. 'Siz sonunda bir şey yapamayıp bu KEK'i yer bitirir rahat edersiniz...' dedim. Bu toplantıda yumruğumu masaya vuruşum, 'Biz sizinle ortak olmayacağız...' deyişim rakiplerimiz tarafından çok yerde söylenmiş. KEK'çilerin lisansı yoktu. Odalar Birliği'ne başvurdular, ama ben yönetim kurulu üyesi olarak açıkça karşı çıktım. Onlar beni, 'lisans almalarını engellediğim' gerekçesiyle birçok merciye şikayet etti. 'Sakıp bize lisans verdirmiyor' diye yaydılar. Sonunda KEK'çilere polyester hammaddesi DMT lisansı verildi. Ama onlar bunu kullanmadı. Sonra bu yatırım da Sasa'nın içinde yapıldı."