EN BÜYÜK YÜREK AĞRISI OĞLU OLDU 1957 yılında teyze kızı Türkan Hanım'la evlenen Sakıp Sabancı, tam yedi yıl sonra bir çocuk sahibi oldu. Çok çocuk diledikleri için adını Dilek koydular ama, bu doğum aile içi evliliklerin çocuklar üzerindeki kötü sonuçlarını öğrenmelerine de vesile oldu. Sabancı, kendisini en çok yıkan, yolda çocuk gördüğünde ağlamasına sebep olan bu dönemi şöyle anlatır: "Kızımızın ayakları eğri basıyordu. Çok uğraştık, çok ülke gezdik. Allah'a şükür Dilek yardımsız yürüyecek duruma geldi. 1970 yılında ise bir oğlumuz oldu. Erkek çocuğa kavuşmanın sevinci ile adını Metin koyduk. Ama Metin beyin özürlü, yani spastikmiş. Oğlum Metin'in durumu beni ve karımı çok üzdü. Avrupa'da, İngiltere'de ve ABD'de tanınmış doktorlara gittik. Derdimize çare bulunamayacağını anlayınca üzüntümüz arttı. O ölçüde ki hislerimi kontrol edemez oldum. Nerede bir sakat çocuk görsem ağlıyordum. Havaalanlarında, sokakta bu ağlamam o kadar belli oluyordu ki, kimse görmesin diye hemen bir tuvalete gidip orada gözyaşı döker oldum. Sadece sakat çocuklar deği, 'rap rap' yürüyen askerleri, çakı gibi hazırol vaziyetinde duran nöbetçileri gördüğümde de, oğlumun durumu aklıma geliyor, gözyaşımı kontrol edemiyordum. Bu olay 10 yıl kadar sürdü. İnsan tabiatı gereği zamanla yüreğim nasırlaştı. Oğlumun durumunu kader olarak görmeye başladım. 1973 yılında kızım Sevil doğdu. Allah'a çok şükür sağlıklıydı ve evimizin neşe kaynağı oldu. Bu olaylar özürlülere yönelik çalışmalar yapmama vesile oldu. Ve İstanbul'da Erol Sabancı Spastik Çocuklar Tedavi Merkezi'ni kurduk.