| |
|
|
Baz muhtarlar başbakanı geçti
Sokaklar, caddeler ve apartman duvarları afişten ve pankarttan geçilmiyor. Oluk gibi para akıtıyor, sandık uğruna... En komiği de, her tarafı "adayın yakışıklı resimleri" ile süslenmiş midibüslerin, avaz avaz bağırarak yürüttüğü "bizi seçin" baskısı... Bayrak ve afişlerin büyüklüğünden, hangi adayın veya partinin daha fazla parası olduğunu anlaşılıyor. Fakat en büyük mücadele muhtarlık sektöründe sürmekte... "Muhtarlık sistemi" devasa bir sektör olmuş meğerse... Memleketin en büyük bankalarında istihdam edilen insan sayısı 8-10 bini geçmiyor. Devasa otomotiv firmaları 5-6 bin insanla dönüyor. Koca medya sektörü bile toplasanız 15-20 bin kişiyi geçmez... Fakat "muhtarlık sayısı" şimdiden 50 bin geçmiş durumda.. Talep patlaması var. Aday sayısı 500 bine dayanmış... İhtiyar heyetleri için ise 2.5 milyon kişi aday... Madrid'te, teröre karşı birkaç milyon insanın yürümesinden demokrasi dersi çıkartanlar, Türkiye'de muhtarlık sektörü için 3 milyon kişinin seferberliğini görmemiş olamazlar. Demokrasi aşkı, seçilme sevgisi... Zengin semtlerde muhtarlık, iyi bir kazanç kapısı, aylık gelirler 5 milyar lirayı geçebiliyor. Devlet, vatandaştan adım başında "kafa kağıdı" ve "ilmühaber" istediği için, muhtarlıklar, imarethane kapısından beter. Muhtarları da, geçim sıkıntısı çeken başbakanı çoktan sollamış durumdalar... "İhtiyar heyetleri" de ilginç. Resimlere bakıyorsunuz bütün adaylar pırıl pırıl, gepegenç ama görevleri İhtiyar Heyeti!.. Siyasi bir kariyer ne de olsa!.. Bu memleketin en büyük sektörü de hala devlet!..
|