| |
43 milyon damla
Bugün, 43 milyon seçmenin katılacağı bir seçim var. Her seçmen, 43 milyon damlalı bir kitlenin sadece bir tek damlası... İnsan kendi cüssesini ve gücünü, "43 milyonda 1" olarak düşündüğü zaman karamsarlığa kapılabilir. Aman canım, bir damla olmuş olmamış ne farkeder, diyebilir. Halbuki, hem matematik olarak hem de felsefi anlamda, küçücük bir su birikintisi de, bir bardak su da ve nihayet koca okyanuslar da damlalardan oluşuyor. Damla yoksa, okyanus da yok! Okyanus olmayınca da hayat yok! Seçim, demokrasinin en temel öğesi... Demokrasi, haklar sisteminin korunduğu hukuk üzerinde yükselen, bireyin varlığını ve özgürlüklerini garanti altına alan yaşam biçimi... Pratikte çoğu zaman, nerede ne zaman işe yarayacağını göremediğimiz demokrasi, "elzem hale geldiğinde" hayatımızdaki bütün öteki olgulara ağır basar. Birey, kentsel ve toplumsal yaşamın içine girdikçe demokrasi ihtiyacı yükselir. Çünkü birey, toplumun ve muhtelif yaşam sistemlerinin etkisine açık hale gelir. Ormanda tek başına yaşayan bir insan, sadece doğanın ve yırtıcıların saldırılarına açıktır. Ama toplum içindeki birey, başka birçok saldırıya açık hale gelir. İnsan özgürlüğünün, bireysel hakların ve bedensel dokunulmazlığın garanti altına alınması için demokrasi gerekiyor. Bu anlamda demokrasi, insan-oğlu'nun kendisini korumak için geliştirdiği bir duygu, düşünce ve yaşam mekanizması... Buna umursamaz davranıldığında, birey her türlü etkiye, saldırıya ve haksızlığa kapıları aralamış olur. Demokrasi, "mesken masuniyeti" gibi bir şey toplumlar için... Demokraside, yaşadığımız toplum, devasa bir mesken haline geliyor ve biz o meskende daha güvenilir ve dokunulmaz şartlarda yaşamayı seçmiş oluyoruz. Demokrasi zayıfsa, mesken masuniyeti de garanti altında olmaz. Birey, her türlü sosyal baskıya, kurumsal haksızlığa veya bireysel saldırıya açık hale gelir. Daha 200 yıl önce dünyada oturmuş bir demokrasi yoktu. İnsanoğlu, irili ufaklı hükümranlıklar altında yaşıyordu. Ücra bir köşede yaşayan bir köylünün hayatı, egemenliği altında yaşadığı "lord"ların iki dudağı arasındaydı. Bilinen tarih, "insanın insanı ezdiğinin" tarihidir. Ne zaman ki demokrasi icat edildi, ne zaman ki bu uğurda nice mücadeleler verildi, insanın ezilmesinin önüne geçilmeye başlandı. Süreç elbette bitmedi. Yerküreyi daha yaşanabilir kılmak için ve insan onuruna yakışır bir hayata sahip olabilmek için elimizde demokrasiden başka hiçbir cihaz yok!.. Partiler gelip geçici, düşünceler değişken, liderler fani... Sandığa oyumuzu atmakla demokrasiye tutunmuş ve demokrasi fikrine katılmış oluyoruz. İnsanoğlunun yarattığı en muhteşem fikir, demokrasi fikri... Birey için en yüksek duygulardan biri de, demokrasi duygusu... Paylaşmış olmaktan onur duyulacak bir duygu... Türkiye'nin kazanılmış demokrasi mevzileri, en korunası, en nadide mevzilerdir. Yurttaşlık bilinci de böyle zamanlarda kendini gösterir. Seçimler, ülkemize hayırlı uğurlu olsun!..
|