|
|
|
|
|
Hem kahve için hem ney dinleyin
|
|
Caferağa Medresesi'nde şimdiye kadar binin üzerinde kişi geleneksel Türk el sanatlarını ile ney, ud, bağlama gibi enstrümanları çalmasını öğrenmiş. Kursların sanat yönetmeni Burcu Çakır, "Aslında bu rakam çok daha fazla olabilirdi ancak kısıtlı sayıda öğrenci kabul edebiliyoruz. Çünkü dersliklerimiz küçük. Kursuna göre değişmekle birlikte her kursa en fazla 12 kişi kabul ediyoruz" diyor. Kurslar üçer aylık dönemler halinde yapılıyor. Birçok kurs ise üç ayla sınırlı kalmıyor. Yani ilk üç ay temel bilgiler alınıyor, teknikler öğreniliyor ama söz konusu el sanatını çok iyi yapmak isteyenlerin altı ay daha kursa devam etmesi gerekiyor. Zaten üç kuru tamamlayanlara vakıf tarafından bir belge veriliyor. Kurs ücretleri de oldukça makul. Üç aylık bir kursun ücreti 180 milyon lira. Yani ayda 60 milyon lira ödeniyor. Şimdiye kadar hafta içi ve hafta sonu gündüz saatlerinde yapılan kurslara nisan-mayıs-haziran dönemi için yeni bir uygulama başlatılıyor. Artık isteyen hafta içi aksam saat 18.30-21.00 arasında da kurs alabilecek. Akşam iş çıkışında zamanı olanlar için bu uygulamaya karar verilmiş. Nisanda başlayacak yeni dönem için kayıtların başladığı haberini de verelim. Etrafında dersliklerin bulunduğu Caferağa Medresesi'nin avlusu kafe olarak işletiliyor. Özellikle yaz aylarında kafe her gün dolup taşıyor. İstanbullular, üniversite öğrencileri ve yabancı turistler tarihi bir mekanda çaylarını yudumlayıp kahvelerini içiyorlar. Kafeye birçok kişi de sanatla iç içe olmak için geliyor. Çünkü kursları izleyip bilgi alabiliyorlar. Ayrıca kursa katılanlar sergilerini görebiliyor, kermeslerde kursta yapılanlardan satın alabiliyor ve zaman zaman da konser dinliyorlar. Kafede çay 750 bin lira, Türk kahvesi 2 milyon lira, kahvaltı ise 5 milyon lira. Türk kahvesinin ünü ise medrese sınırlarını aşmış durumda. Birçok kişinin özellikle Türk kahvesi içmek için bu kafeye geldiğini ekleyelim...
|
|
|
|
|
|
|
|
|