|
|
|
|
|
|
Bırakın şövalyeniz bildiğini yapsın
Her erkeğin içinde bir şövalye yatar. Eğer her konuda doğruyu sadece siz biliyormuş gibi davranırsanız bu şövalyenin kendine güveni azalır
Cumartesi akşamı erkeklerle olan ilişkimizde çok ciddi bir hata yaptığımızı fark ettim. Erkek arkadaşımla bir doğum gününe davetliydik. O da beni almak üzere eve geldi. Evde bir kız arkadaşım vardı ve sohbet etmeye başladık. Onun söylediği birkaç şeye "O aslında öyle değil doğrusu bu sen bilmiyorsun" diye yorumlar yaptım. Kız arkadaşım "Yahu baş öğretmen gibisin, her şeyin doğrusunu sen biliyorsun" dedi. Erkek arkadaşım da tabi ki o bayan mükemmeldir her şeyi bilir gibi hafif alaycı, hafif kinayeli bir yorumda bulundu. Birden fark ettim ki ben bu tutumumla onun içindeki sohbet şevkini, bana olaylar üzerinde yorum yapma isteğini kırıyorum. Ve birden düşündüm aslında zaman zaman hepimiz bu yanlışı yapıyoruz. Her konuda hemen olaya atlayıp bizim doğru yaptığımızı, doğruyu her zaman bizim bildiğimizi iddia edip içlerindeki şövalyeyi öldürüyoruz. Bu da onların şövalye ruhunu, bize karşı olan koruma hissini öldürüyor. Düşünsenize, kim her şeyi bilen, asla onların fikirlerine ve korumasına ihtiyacı olmayan bir kadını korumak ister ki. Aslında her erkeğin içinde beyaz atlı bir şövalye yatar, her şeyden çok sevdiği kadını korumak ve ona hizmet etmek ister. Kendisine güvenildiğinde daha şefkatli olur, kendisine güvenilmediğinde enerjisinin bir bölümünü kaybeder ve bir süre sonra artık aldırmamaya başlar. Bunu size sempatik bir hikayeyle anlatmaya karar verdim. Taşrada gezen beyaz atlı bir şövalye birden bire yardım isteyen bir kadının çığlıklarını duyar. Hemen ona doğru dört nala atını sürer ve kadının bir ejderha tarafından hapsedildiği şatoya gider. Kılıcını çekip ejderhayı öldürür. Sonuçta prenses onu sevgiyle kucaklar. Bütün kasaba, prensesin ailesi ve prenses ona övgüler yağdırırlar ve kasabada yaşamaya davet ederler. Orada bütün egoları şişirilir, kahraman ilan edilir ve prensese aşık olur. Bir ay sonra şövalye bir başka geziye çıkar. Dönüşünde yine prensesin çığlıklarını duyar. Bir başka ejderha gelip şatoya saldırmıştır. Yine yetişir ve ejderhayı öldürmek üzere kılıcını çeker, kılıcını sallamadan önce prenses kuleden biraz bilmiş bir ses tonuyla seslenir: "Kılıcını kullanma kement at daha çok işe yarar göreceksin" der. Ona kemendi fırlatıp nasıl kullanacağının talimatını verir. Şövalye prensesin söylediğini yapar. Kemendi ejderhanın boynuna atıp sıkıca çeker. Ejderha ölür ve herkes sevinir. Yine kutlamalar yapılır, yine tebrik edilir ama o aslında bunun kendi başarısı değil prensesin fikrinin başarısı olduğunu düşünür. Olaydan sonra hafif bir depresyona kapılır ve zırhını parlatmayı unutur. Bir ay sonra yine bir yolculuğa çıkar ve yine dönüşünde şatoya saldıran bir ejderhayla karşılaşır. Elinde kılıcıyla koşarken duraklar belki de kemendi kullanması gerektiğini düşünür ve bir anlık duraklaması sırasında ejderha ateş püskürtür ve sağ kolunu yakar.O sırada prensesin ona el salladığını görür. "Zehiri kullan" diye seslenir prenses "Kement işe yaramıyor"... Şövalye zehiri fırlatır, o da bunu ejderhanın ağzına döküp öldürür. Herkes bunu sevinçle karşılar ama şövalye utanmaktadır. Ertesi ay tekrar yolculuğa çıkar. Prenses ona bir baş öğretmen edasıyla "kılıcını da al", "olmazsa kement kullanırsın", "zehiri de yanına al" gibi önerilerde bulunur. Bu kez yolculuğu sırasında başka bir kadının çığlıklarını duyar. Ona koşarken depresyonu geçer kendini güvenli ve enerji dolu hisseder. Ama ejderhaya saldırmadan önce kılıcı mı, kemendi mi yoksa zehiri mi kullanmasının doğru olacağını düşünür. "Acaba prenses ne dedi?" diye kafası karışır. Sonra prensesi tanımadan önce yalnızca kılıç taşıdığı günlerde kendini nasıl hissettiğini hatırlar. Ejderhayı öldürür ve kasaba halkı sevinir.
BIRAKIN YAŞASIN! Beyaz atlı şövalye bir daha asla prensese dönmez ve bu yeni kasabada sonsuza dek mutlu yaşar. Zaman içinde yeni eşinin kementler ve zehirler konusunda da hiçbir şey bilmediğine emin olunca onunla evlenir. Her erkeğin içinde bir şövalye bulunduğunu bilmek, erkeğin temel ihtiyaçlarını anlamak konusu da çok önemli galiba. Erkekler zaman zaman bizden ilgi ve yardım istese de bunu bilmişçe yapmak, daha doğrusu onun değil bizim doğrularımızın daha doğru olduğunu söylemek çoğunlukla onu kendimizden soğutacak ve güvenini azaltacaktır. Bırakın sevdiğiniz adam şövalyeniz olsun, bırakın sizi kendi bildiği yöntemlerle korusun, bırakın problemlerini kendi doğrularıyla çözsün. Bırakın şövalyeniz yaşasın.
AYŞE- İLİŞKİ CADISI
|
|
|
|
|
|
|
|
|