kapat
ON
Gündem
Mobil
Online
Rehber
Yazarlar
Ana Sayfa
SABAH
 
 
Multimedyanın gerçek tarihi

ATA ÜNAL    atau@sabah.com.tr

Geçen hafta tüm dünyada büyük yankı uyandıran bir olay oldu. Hamas'ın ruhani lideri Şeyh Ahmed Yasin bir İsrail operasyonu sonucu öldürüldü. Ortadoğu'daki zaten son derece sancılı süreci neredeyse tüm barış umutlarını yok ederek tam bir kaosa sürükleyen bu operasyonun başlıktaki konuyla ne ilgisi var demeyin.

Bugün birçok farklı alanda sayısız uygulamada kullanılan multimedya teknolojisinin doğuşunun ilginç öyküsü de bir İsrail operasyonu ile başlar. Bu öyküyü, bizzat o günleri yaşayan MIT Media Laboratuarları'nın kurucusu ve başkanı Nicholas Negroponte'- nin tanıklığından da yararlanarak aktaralım: 1976 yılında bir temmuz gecesi geç saatlerde İsrail özel birlikleri Uganda'daki Entebbe havaalanında 103 kişiyi rehin tutan 7 Filistinli gerillaya karşı başarılı bir operasyon gerçekleştirirler. Bir saat süren operasyonun sonunda Filistinli gerillalara destek veren Uganda birliklerinden 40 kadar asker ile 7 Filistinli gerilla öldürülür.

Operasyon sırasında sadece 1 İsrail askerinin ve 3 rehinenin ölmesi Amerikan askeri yetkililerini çok etkiler. Öylesine etkiler ki savunma bakanlığına bağlı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (Advanced Research Projects Agency) ARPA'dan Amerikan komandolarının da böyle başarılı olmasını sağlayacak bir eğitim ortamını elektronik olarak geliştirmesi istenir. İsraillerin başarısının sırrı, bu operasyon öncesinde çölde yaptıkları büyükçe bir Entebbe Havaalanı maketinde yatmaktadır.

Tabii burada Uganda ile İsrail'in dostane ilişkiler içinde olduğu zamanlarda sözkonusu havaalanını İsrail'li mühendislerin yapmış olduğunu belirtmekte fayda var. İşte bu ölçekli model üzerinde İsrail komandoları ayrıntılı tatbikatlar gerçekleştirirler. Böylece Uganda'daki gerçek havaalanına ulaştıklarında mekanın her köşesi oldukça tanıdıktır. Üstelik burada rahat hareket edecek "deneyime" de sahiptirler.

Fikir basit ancak çarpıcıdır. Ancak fiziksel bir maket yapma fikri her duruma uygulanabilecek türden değildir. Çünkü bu tür eylemler için potansiyel hedef olan tüm havaalanları ya da elçilik binalarının maketlerini yapmak mümkün değildir. O halde yapılacak iş bunu bilgisayarda gerçekleştirmenin yollarını aramaktır. Ancak o dönemin bilgisayar grafik teknolojisi bu iş için uygun değildir. Mekanın ve etrafının gerçeklik hissini tam anlamıyla uyandırabilmek için, geliştirilecek sistemin bir Holywood dekorunun fotografik gerçekliğine sahip olması gerektiği kararına varılır. İşte bu noktada işe MIT Media Laboratuar'ında çalışan akademisyenler girer.

Kullanıcıya sanki koridorda yürüdüğü ya da caddede bir aracın içinde gittiği hissini vermek için şimdiki CD-ROM'ların o zamanki versiyonu olan video diskler kullanılır. Projenin test mekanı olarak da Colarado eyaletinin Aspen şehri seçilir. Çünkü Aspen nispeten küçük ve caddeleri çok karışık olmayan bir kenttir. Üstelik şehir halkı da, her mevsim bir kaç hafta süreyle tüm caddelerini bir baştan bir başa dolaşan özel yapım bir film çekim kamyonunu yadırgamayacak kadar tuhaftır.

Sistemin çalışma ilkesi basittir. Tüm caddeler her metrede bir kare çekilecek şekilde her iki yönden videoya kaydedilir. Benzer şekilde tüm dönemeçler de her iki yönden ayrıca kaydedilir. Caddelerin düz kısımlarının olduğu görüntüleri bir videodiske, dönemeçlerin olduğu yerleri başka bir videodiske kaydedip bilgisayarın bunları birleştirmesi sayesinde kesintisiz bir araba kullanma hissi sağlanır. Örneğin birinci videodiskteki bir caddede giderken bir kavşağa yaklaştığınınzda ikinci videodiskte o kavşak hazır hale gelir ve siz ne tarafa dönerseniz o dönme bölümü gösterilir. Sonra hangi caddeye dönmüşseniz yeniden birinci videodiskten o caddenin görüntüsü devreye girer.

1978'de daha PC'nin ve sonrasında geliştirilen gelişmiş teknolojilerinin olmadığı düşünülürse, Aspen Proje'si o günler için sihirbazlık gibidir. Arabanın yan camından bakabilme, istenilen binanın önünde durma, arabadan çıkıp binaya girme, içeridekilerle konuşma, farklı mevsimlere geçebilme, binaları 40-50 yıl önceki halleriyle görme, rehberli turlara katılma, bir bara gitme, şehri helikopterden seyretme ve tüm bunları yaparken başladığınız yere dönmenizi kolaylaştıracak izler bırakabilme fonksiyonları ile o günler için inanılmaz özellikler taşır.

İşte multimedya bu projeyle doğmuş olur. Yani multimedya temelde bir eğlence ya da eğitim değil, bir savaş endüstrisi ürünü olarak doğar. Tüm bu özelliklerin etkin ve çok daha gelişmiş olarak yer aldığı Wolf, Doom, Half Life gibi bilgisayardaki savaş oyunlarının multimedyanın en popüler kullanım şekli olmasına şaşmamak gerek. Her neyse, proje öylesine başarılı olur ki Amerikan ordusu, havaalanları ve elçilik binalarının, "terörist saldırılara karşı korunması" amacıyla kullanılmak üzere bilgisayar modellerini yaratmaları için birçok sivili sözleşmeli olarak işe alır.
1980'de Amerikalıların Tahran Havaalanı'nda fiyasko ile sonuçlanan rehine kurtarma operasyonunu bilenler veya hatırlayanlar için ilginç bir not düşmekte yarar var. 1978 sonrası ilk sipariş edilenlerden biri Tahran Havaalanı'nın modelidir. Ancak yeterince erken bitirilememiştir!
 

ATA ÜNAL
Multimedyanın gerçek tarihi
Geçen hafta tüm dünyada büyük yankı...


TİMUR SIRT
Yemeğinizi kim yapıyor?
Elinizde tuttuğunuz bardağı, yemeğinizi...


ERDEM GÜNAY
Microsoft; "Geçersiz bir işlem yürüttü"
Geçen haftanın en ilginç olayı, kuşkusuz...


İSMAİL HAKKI POLAT
Barbarların istilası
Bugünlerde yeniden gösterime giren...


MURAT YANIKLAR
Yeni girişimci şirketler'in 7 harikası...
Türkiye, özellikle son dönemlerde meydana...


haftanın DVD'leri
BAD BOYS II
WILL Smith ve Martin Lawrence'ın rol...
Yediklerinize Dikkat
TURKCELL'İN SHUBUO servisinde Diyet SMS adı altında bir...
İnternetin en sağlıklı yüzü
İnternet size sağlık sorunlarınızla ilgili olarak doktorunuza...
Türkçe sağlık siteleri
İnternet'te haberden sonra en çok ziyaret edilen siteler, sağlık...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Gündem | Telekom | Online | Rehber | Yazarlar | Ana Sayfa
Copyright © 2004- Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.