|
|
|
|
|
Hıristiyanlığın Türkleştirilmesi
|
|
Düzenlediği ayinlere zaman zaman Türklerin de katıldığını yazan Papa Roncalli, sık sık Yunan ve Ermeni ritüelleri ile yapılan ayinlere de katılıyor. Katoliklerin zaman içinde azalmasından, kilise kurumlarının ve mal varlıklarının vergilendirilmesinden dert yanarken, bu durum için uzun süre "Kurtarma planlarına Türkleri de almak" ( Türkleri hıristiyanlaştırmak) gibi gizli emeller taşıyan Katolik Kilisesini suçluyor. Roncalli bu eylemleri Türklerin"ulusal dokularına" aykırı bulduğunu yazıyor. Ve buna karşın yeni bir strateji önererek "Hıristiyanlığın Türkleştirilmesi" gerektiğini belirtiyor. Türkiye'de Vatikan'ın resmi olmayan temsilcisi olarak bulunan Monsenyör Roncalli o dönemde devlet sekreterliğinde görevli ve sonra Papa olacak olan Pacelli'ye yazdığı bir mektupta "Ağır, sabırlı bu yeni çevreye yavaş yavaş uyum sağlayacak bir stratejinin uygulanmasını ve ilk adım olarak, Katolik topluluğuna Türkçe'nin yerleştirilmesini" öneriyor. Papa Roncalli o yıllarda Katolik topluluğunun önemli bir bölümünün Atatük'ün laikleşme hareketine tepki duyduğunu yazarken, bu hareketi "Türk halkının gelişme arzusu" olarak yorumluyor ve bundan geri dönüş olamayacağını söylüyor: "Bu milletin mevcut davranışı sağlam ve saygıdeğerdir. Geriye dönüş yok. Kapitülasyonların kaldırılmasını sağlayan Lozan anlaşması, Türkiye'nin yeni bir dünya içinde kendine kapanmasını ve bu yeni denge oluşumunda bizler içinde imtiyazların, dini geleneklerin altüst edilmesini getirdi. Ama ben geçmiş ya da bugün yerine geleceğe bakmayı tercih ediyorum. Nazik ve belirsiz bir zamandan geçiyoruz. Ancak üç noktayı gözden kaybetmemek lazım: yeni devletin yasaları tarafından deklare edilen vicdan özgürlüğü; İslamcılığı aşmaya çalışan hükümetin çabaları; medeniyetin yüksek seviyelerine çıkmaya çalışan bir halkın tutkusu, bu geçmişin yıkılması çabası, devlet ahlakının oluşturulmasında sabırlı ve detaylı bir çalışmaya eşlik ediyor".
TÜRK KİLİSESİ Roncalli günlüklerinde bir yandan "Batı" tarafından geçmişte aşağılanmaya çalışılan Türk halkının rövanş alma duygusuna dikkat çekerken diğer yandan laik bir devletin Hıristiyanlığın mevcudiyeti için bir engel olmadığını hatırlatıyor. Bu nedenle de dinlenme gününün Cuma'dan Pazar'a kaydırılmasını, Aya Sofya'nın mozaiklerinin gün ışığına çıkarılmasını olumlu işaretler olarak algılıyor. Türkiye'deki Katoliklerin bir "Türk Kilisesi" oluşturmasını kendisine hedef olarak belirleyen Papa Roncalli, bu amaçla Türk dünyasına yakınlaşmaya da çalışıyor. Türkçe öğrenmeye başlıyor. Daha İstanbul'daki ilk aylarında İncil okurken, dualarını "Sia benedetto" (Tanrı'ya mübarek olsun) diye Türkçe sözlerle bitiriyor. Ancak bu Katolik camiasının tepkisini çekiyor. Roncalli, Katoliklerin bunu soğuk karşılamasına rağmen vazgeçmiyor. Ayinlere Türkçe'yi sokması o kadar çok tepki çekiyor ki şikayetler dönemin Papa'sının kulağına kadar gidiyor. Papa'nın yazlık malikanesi Castelgondolfo'ya 1936 yılında yaptığı bir ziyarette Papa Pio XI "Bu Türkçe hikayesi de nedir?" diye soruyor ve ancak Roncalli'nin açıklamalarından sonra ona destek oluyor. Monsenyör Roncalli, Katolikleri ve ayin dilini Türkleştirmeye çalışarak Katolikliği "Türkiye'deki ulusal dokunun" benimseyebileceği bir şekle getirmeye uğraşmış. Üsküdar'da gördüğü Hıristiyanlık dönemine ait bazı kalıntılardan sonra günlüğüne "Türklerin iki adımları ötesinde duran uygarlaşma kaynaklarından böylesine uzak durmalarından üzüntü duyuyorum. Ancak haça gerilmiş İsa'da 'Ben bu Türkleri seviyorum' derdi" yazarak Türkler hakkında olumsuz şeyler söyleyen Hıristiyanları onaylamadığını, Türkleri sevmenin görevi olduğunu Levantenlerin kendisine karşı olduğunu belirtiyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|