|
|
Çocuğunuz korktuysa ne yapacaksınız?
Gece yarısı gözyaşları içinde odanıza gelen korkmuş oğlunuza mutlaka dokunmalısınız. Hatta böbreklerinin üzerine elinizi koymanız gerekiyor
Geçen hafta evimin iki tuvaleti birden taştı. Siz bakmayın öyle sıradan bir şeymiş gibi söylediğime, üzerinden bir hafta geçti o yüzden rahatım. Nereden başlasam? Evin içindeki üç derin kuyudan mı bahsetsem, yoksa gece yattıktan sonra içinden farelerin çıktığını gördüğüm kabuslarımdan mı? Ya o koku? Hadi evi anladım, peki nasıl oldu da o muhteşem koku iki küçük köpeğime de bulaştı... O gün bugündür, her gece yıkanıyorlar. Bu arada kuyuların üzerine dökülen çimentonun üzerinde minik ayak izleri var. Her şeye burunlarını sokuyorlar sizin anlayacağınız. Kokular içindeki evime ağlayan gözlerle bakarken bir nefes almak için gittim Çeşme'ye. Buradan duyuruyorum Sheraton Çeşme, sezonu açmış. Aslında hiç kapamamış ya... Mart ayında yer bulmak kolay zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. Otel tıklım tıklım. Herhalde öylesine kötü gözüküyordum ki daha odama çıkmadan Thermalife'ı önerdiler. Kokuyor muydum acaba?
*** *
Shiatsu bizim için yeni bir kavram ama Uzakdoğu'da asırlardır kullanılan bir iyileştirme yöntemi. Shi parmak, atsu ise basınç anlamına geliyor. Parmak ve avuç içleriyle vücudunuzun belli yerlerine bastırarak masaj yapıyorlar. Amaç hayat enerjisinin aktığı kanalları tıkayan negatif enerjiyi çıkartıp atmak. -Bir probleminiz var mı? diye sordu adının sonradan Cengiz Karahan olduğunu öğrendiğim Shiatsu uzmanı. (Karahan hayatını bu işe adamış, sabah dörtte kalkıp yediye kadar meditasyon yapıyormuş. İçki yok, sigara yok, tamamen doğal beslenme. Bu arada bilmem kaçıncı kuşak kareteci, yani vurdu mu oturtur cinsinden...) -Yok. Bilgisayar başında oturmaktan sık sık boynum ve sırtım ağrır o kadar. Şimdi de ağırıyor. -Bir bakalım Bir bakalım lafının sahibi, boynumdaki doğru noktaları buldu. Bulmakla da kalmadı sadece bir dokunuşuyla gözümden yaş geldi. Keyiften değil, acıdan. -Safra kesesinin kanallarında tıkanma var. Kötü enerji oraya birikmiş.
*** *
Doğu felsefesi ve tıbbına göre doğadaki tüm canlılarda Yin (dişi) ve Yang (erkek) vücutta belirli bir denge içindeler. Shiatsu vücutta bulunan bu enerjileri harekete geçirerek düzenliyor. Yine doğu tıbbına göre bedenin içindeki enerji dış dünyayla dengesine kaybederse hastalıklar ortaya çıkıyor. Yani önce Shiatsu yaptırıp vücudunuzdaki bozulmuş enerjileri toparlıyorsunuz. Eğer rahatsızlıklarınız devam ederse doktora gidiyorsunuz. Dengesiz enerjiler sadece hastalığa sebep olmuyor, kişinin psikolojisini de bozabiliyor. Yani uzun lafın kısası enerjilerinizin dengesizliği sizi mutsuz, depresif yapıyor. Hani bazen ortada hiçbir sebep yokken kendimizi çok huzursuz hissederiz ya, hepsi Yin ve Yang'ın suçu! Bu işlere biraz meraklı biri olarak söyleyeceğim şu, müthiş bir Shiatsu'nun adresi Çeşme Sheraton. Bir buçuk saatlik bir seanstan sonra, ne üzerine basıldığında boynumdaki nokta acıyordu, ne boyun ağrılarım vardı ne de aklımda evimin kokusu... Ben zinde, gayet neşeli Shiatsu hakkında bilmediklerimi öğrenmeye çalışırken tüm enerjisini bana aktarmış olan Shiatsu uzmanı ise tek kelimeyle bitmişti. Adam resmen küçülmüştü. Zorla bir cümle çıktı ağzından. "Şimdi gidip dinlenin, sakın yıkanmayın çünkü enerji elektrik gibidir, suyla hemen vücudunuzdan atılır." O gece uyuduğum uykunun güzelliğini anlatamam. Meğer iyi bir uyku ne kadar önemliymiş insan hayatında. İyi uyuyunca sanki yeniden doğmuş gibi kalkıyorsunuz yataktan. Bu arada tabii ki Çeşme Sheraton'daki Shiatsu uzmanını ilk keşfeden ben değilim. Meğer bütün İstanbul sık sık oraya akarmış. Ünlü şarkıcılar, anchormanler, işadamları... Hepsinin ismini biliyorum ama Cengiz'e ayıp olur. (Acaba ben seansa girerken kapıda karşılaştığım ünlü simayı yazsam kızar mı?) "Millet güzellik tabletleriyle güzelleşiyor" diye yazmıştım ya, şimdi de "Millet asıl içini güzelleştiriyor bizim haberimiz yok" diyorum. Dişi ve erkek enerjilerini dengeliyor, hem ağrılarından kurtuluyor hem de iyi uyuyorlar.
*** *
İletişimde dokunmanın önemini anlatır psikoloji kitapları. Bol bol okudum okulda onlardan. Ama bu kadar etkili olacağını düşünmezdim doğrusu. Vücudumuzdaki her organın hissettiklerimizle yakından ilgisi var. Örneğin ağır bir üzüntü mideyi etkiliyor, öfke karaciğer üzerinde büyük tahribat yapabiliyor. Korku ise böbreklerde. Gece yatağından uyanıp gözyaşları içinde odanıza koşan çocuğunuza yapmanız gereken en iyi şey nedir biliyor musunuz? İki elinizi de küçüğün böbreklerinin üzerine koyacaksınız. Neden mi? Çünkü korku böbreklere buz gibi havalar estiriyor. Sizin enerjiniz sayesinde böbrekleri ısınan çocuğun korkusu geçermiş. Ben söylemiyorum, Uzakdoğu'da asırlardır biliniyormuş... Sağlık güzellik keşiflerimiz devam edecek...
|