Şiddetin adı
Birleşmiş Milletler'in meşhur silah denetçisi Hans Blix, son haftalarda sık sık ABD siyasetini eleştiriyor. Blix, kitle imha silahları konusunda BM'deki görevi sırasında (söylemesi gerektiği halde) etmediği lafları şimdi sansasyonel biçimde sıralıyor. Ama en dikkatimi çeken, dün İtalyan La Stampa dergisine verdiği demeçte ABD'nin Irak savaşıyla "terörizmi durdurmak yerine canlandırdığını" söylediği açıklamaları oldu. Eski İsveç Dışişleri Bakanı "11 Eylül'den sonra ABD'nin Irak'ta başlattığı savaşın dünyada terörizmi durdurmadığı açıktır. Tam tersine demir yumruğun sonucunda terör canlanmıştır" diyor. Kuşkusuz başta Türkiye olmak üzere bugün Avrupa'nın bir çok yerinde yankı bulacak sözler bunlar. Ama acaba doğru mu? İstanbul'daki çifte saldırılar sonrasında da bir çok kişi aynı duyguyu dile getirmiş, terör eyleminin ABD'nin Irak Savaşı'nın bir sonucu olduğunu söylemişti. 11 Eylül'ü New York'ta yaşamış biri olarak bendeniz bu saptamayı yanlış ve son derece tehlikeli buluyorum. Unutulmasın ki Türkler'in, İspanyollar'ın ve onlarca milletten binlerce kişinin öldüğü 11 Eylül hem Irak savaşı öncesinde, hem de Orta Doğu barış sürecinde nispeten uzlaşmaya müsait bir havanın olduğu bir dönemde gerçekleşmişti. Sizce sebep ABD'nin Kyoto çevre anlaşmasını imzalamamış olması mıydı? Sanmıyorum...
Masum Iraklılar da hedef Terör Clinton döneminde de Ecevit döneminde de vardı. Blix gibi terörün mantıklı ve rasyonel bir yapı olduğunu düşünenler, terörle pazarlık edip "koruma parası" ödeyerek sıyırtabilecekleri varsayımındalar. Bu mantığa göre ABD ya da İsrail'den yeterince uzak durup suya sabuna dokunmazsanız, El Kaide ve türevlerinin eylemlerinden nasibinizi almadan sıyırtabilirsiniz. Ama hangi millet bu şantaja boyun eğip dış politikasını ipotek altına alır? Ayrıca yapsanız da teröristin gözünde yine hedefsiniz. Bugün terörün hedef tahtası yanlız Batı dünyası ve "kafirler" değil, Mısır, Suudi Arabistan, Pakistan hatta masum Iraklılar. Bin Ladinci'nin mantığında Talibanlaşmak dışında ne yapsanız zaten kafirsiniz. Terör konusunda canımı sıkan bir diğer varsayım, bu tarz şiddetin kökeninin fakirlik, işsizlik ya da eğitimsiz gibi sosyal sorunlar olduğu tezi. Oysa Afrika ve Uzak Doğu'da günde 1 dolar maaşa talim eden ya da açlık ve yoksulluktan kırılan milyonlarca insan var. Eğitimsizlik, Latin Amerika'da da sorun. Ama buralarda insanlar üstlerine bomba takıp orayı burayı patlatmıyor.
Amaç, İslamı ele geçirmek Gerçek şu ki terörizm tepesi atmış adamın isyanı ya da ezilmişin sesi değil. Tam tersine İspanya'daki, Türkiye'deki eylemleri gerçekleştirebilmek için son derece sofistike bir ağ, finansal yardım, size sahte pasaport, eğitim, patlayıcı madde verecek bir yapı gerekli. Terör spontane değil organize bir bela. Anneannem küçükken 'Aman esmayı sıçratma' diye uyarırdı. Ama terörün suyuna gitmek mümkün değil. Türkiye'de ve Avrupa'da Blix gibi bir çok kişinin yüzleşmek istemediği gerçek, karşımızda medreseleriyle, finansmanı, sahte şeyhleri, fanatizmi ve aşırı uç Vehhabi doktriniyle yeni bir İslam yaratmaya çalışan çok kollu bir canavar olduğu. Yıllardır bu amaç uğruna Pakistan sınırında Orta Çağ benzeri medreselerde yetişen binlerce insan var. Irak bahanesi olmasa Filistin meselesi, o bitse Keşmir ya da başka bir maazeretle saldıracaklar. Amaçları İslam'ı ele geçirmek. Maalesef Avrupalı aydın, terörün mantığını kabul etmeye dünden hazır. Pazarlık yapabileceğini düşünüyor. Oysa terör her koşulda olacak. Hepimiz aynı gemideyiz ve ya birlikte kürek çekip mücadele edecek, ya da birlikte batacağız. Umarım İspanyol halkı bu gerçeğin bilinciyle sandıkta teröre boyun eğmek değil meydan okumayı seçer!
|