Irak'ı unutmamak
Türk basını, kamuoyu ve devlet mekanizması eskiden beri birden fazla konuya konsantre olmakta zorluk çekmiştir. Tüm ilginin Kıbrıs ve Avrupa Birliği sürecine yöneldiği bu günlerde, Irak'ta o ülkenin geleceğini belirleyecek nefes kesici gelişmeler oluyor. Kürt liderlerin Washington'la otonomi pazarlığı, adeta bir futbol maçı gibi. Ankara herhalde bu süreçte etkisi olmayacağını düşünmüş olmalı ki, pek devrede gözükmüyor. Kamuoyu ise adeta ilgisiz. Yazık. Irak'ta tartışılan, 2005'de yeni anayasa yazılana kadar ülke yönetimini düzenleyecek Temel Yasa. Masada birden fazla taslak var, ama Paul Bremer ve Kürt liderler tarafından kabul edilen son metin, Ankara'da kimseyi mutlu etmeyecek cinsten. Buna göre ABD'nin Irak'ta yönetimi devredeceği 30 Haziran'dan sonra geçerliliğe girecek kanun Kuzey Irak'ın otonom statüsünü yalnız korumakla kalmayacak, Kürt liderlere yakın bir kaynağa göre 'aynı zamanda genişletecek.' Kuzey Irak'lı liderlerin bakışı 'Şimdi ne koparırsak kır.' O yüzden temel yasa çok önemli. Önce birkaç hafta geriye gidelim. Tayyip Erdoğan'ın Beyaz Saray ziyaretinden sonra Bağdat'ta Paul Bremer'e bir direktif yollayan Washington, Ankara'yı memnun etmek amacıyla 'Kürdistan Yerel Yönetimi' ya da 'Parlamentosu' ibarelerinin Temel Yasa'dan çıkarılmasını istedi. Emir Beyaz Saray'dan. Tam Kerkük konusundaki tartışmada Barzani'yi biraz yumuşatmış durumda olan Bremer, Washington'dan gelen bu yeni mesajı iletince, kıyamet koptu. Washington ve Bağdat'taki kaynaklar, bu süreçte 'anayasal danışman' olarak Barzani'ye çalışan eski Amerikalı diplomat Peter Galbraith'in Kürt liderleri ABD'ye kafa tutmaya teşvik eden faktörlerin başında olduğunu söylüyor.
Kürtler'den 4 madde Washington'un önerisini reddeden Kürt partiler, dört sayfalık bir karşı teklif verdi: Irak ordusu Kürt bölgesine izinsiz girmesin; dış politika dışında Kürt bölgesinde ancak Kürt parlamentosunun yaptığı kanunlar geçerli olsun; Kürt bölgesinde yanlız peşmerge güçleri görev yapsın vs. 'Bağımsızlığa beş kala' diye tanımlanabilecek 'maksimalist' bir metin. Kürt liderler bu metni Kürt parlamentosundan da geçirerek Washington'a adeta meydan okudu. Bunun üzerine helikopterler dördüncü kez Barzani'yi ikna için Selahaddin'e giden Bremer, eli boş döndü. Ama bu haftasonu Temel Yasa konusunda bir uzlaşma çıktı. Temel Yasa, Kuzey Irak'taki 'Kürdistan Ulusal Meclisi' ve 'Kürdistan Yerel Hükümeti'ne atıf yapıyor. Yasa, Kürtçe'yi Irak'ın iki resmi dilinden biri olarak sıralıyor. Kerkük'e göç eden Araplar'ın geri dönmesi kabul ediliyor ama konu anayasanın yazılacağı 2005'e bırakılıyor. Irak ordusunun kuzeye girmesi Kürt hükümetinden izne tabi oluyor. Peşmerge olduğu gibi kalarak "Ulusal Muhafız" oluyor. Tüm bunlar olurken insan Ankara nerede diye merak ediyor. Bu sütunda sık sık Ankara'nın Irak siyasetinde tehdit ya da ABD'ye şikayetin ötesinde 'Iraklılar'la angajman' üzerine yeni bir eksen kurulması gerektiğini yazdık. Bunun anlamı kırk yılın başında bir Iraklı lideri ağırlamak değil. Aktif biçimde orada olmak. Hükümet Konseyi'nde ve ülke genelinde Kürtler'in tekliflerinden son derece rahatsız olan kesimler var. Neden Ankara, Hükümet Konseyi'ne özel bir temsilci yollamıyor? Şii lider Ayetullah Sistani ile diyalog yok? Neden?
|